Yaz dostum…
Bu bayram, kurban sadece koyunla, keçiyle olmaz.
Kırgınlıklar kurban edilmedikçe, ne et helalleşir ne niyet.
Yaz dostum…
Dünyada herkes kendi derdine düşmüşken, bir tebessüm bir kurban kadar kıymetlidir.
Çünkü bazen bir tebessüm, bir sofraya davetten büyüktür.
Bayram, sadece etin değil, gönlün de pay edildiği zamandır.
Yaz dostum…
Komşunun kapısı çalınmadan, bayram tamam olmaz.
Kurban eti gibi, vefa da eşitçe bölünmeli.
Önce çocuklar koşmalı sofraya, sonra büyüklere uzanmalı sevgiyle eller.
Yaz dostum…
Kurban kesilir, dert kesilmez belki, ama paylaşılır.
Paylaşırsan hafifler yükün, dağılır duman.
Unutma, en makbul ibadet, kalbe dokunandır.
Yaz dostum…
Bu bayram elinde telefon değil, elini tutacağın biri olsun.
Mesaj değil, muhabbet gönder sevdiklerine.
Biri senin kapını çalmasa da, sen çal.
Belki ilk bayramı yalnızdır, belki son bayramıdır.
Ve yaz dostum…
Kurban Bayramı, sadece bir gelenek değil;
Bir sınavdır:
Kırdın mı, affettin mi, unuttun mu, hatırladın mı?
Not:
Bu yazıyı, büyük usta Barış Manço’nun “Yaz Dostum” adlı ölümsüz eserinden ilhamla kaleme aldım.
Barış Manço, sadece bir sanatçı değil; bir nesle dostluğu, barışı ve paylaşmayı öğreten koca yürekli bir öğretmendi.
Onu bu bayramda da sevgi ve özlemle anıyoruz.