Bayramlar, gelenek ve göreneklerin uygulandığı, çeşitli ritüellerin bir başkasına meydan okumasına eşlik ettiği; yıllardır kutlamaktan vazgeçilmeyen günlerdir. “Sıradan bir günden ne farkı var?” diyenler de olur; öte yandan, bavulunu günler öncesinden hazırlayıp asgari ücretini cebine koyarak, mevsimlerin henüz birbirine en zıt olduğu bir dönemde sahil kenarına yapılan üç günlük rezervasyonun heyecanını yaşayanlar da... Kimileri içinse, büyüklerinin buruşmuş ellerini havada bırakmayan, hayırlı sayılan evlatların günüdür bayram.
Yaşlılık, eğer refah seviyesi düşük bir ülkedeyse, emeklilik bekleyişi ve sonunda gelen emekliliğin yalnızca kirli çamaşırları toplamakla geçtiği bir döneme dönüşür. “Ele ayağa düşmeden öleyim,” diyerek yaşama tutunmayı bırakır insanlar. Hayattaki son keyifleri, emekçi ellerini öptürmek olur.
Gençler içinse bayramlar, “Hâlâ evlenmiyor musun?”, “Sigortan yatıyor mu?”, “Çocuk yapmayacak mısın?” gibi soruların gölgesinde geçen, yargıların yeniden üretildiği günlere dönüşür. Bayramlar, çoğu zaman bir ülkenin eğitim düzeyini gösteren en kaba 'yeniden tanışma' günleridir.
Peki bu bayram kimin?
Fikrini beyan ettiği için, eleştirel yaklaşımı nedeniyle ya da yasal hakkı olan eylemliliği kullandığı için tutuklanan üniversite öğrencileri... Polis ablukasını kampüslerinden dağıtmaya çalışmaları gerekçesiyle tutuklu bulunan bu gençlerin, ailelerindeki yaşlı emekçi elleri öpememeleri, bayramı ne kadar geçerli kılar?
“Hak, hukuk, adalet” gibi kelimelerin anlamlarını araştıran bir gazeteci-yazarın, bu arayışta boğulmaya zorlandığı bir ülkede “bayram” kelimesi hangi kökten gelir? Hangi umutla söylenebilir?
Birileri bayram kutlarken coşku hissetmek kimin payına düşer? Pay dağılımı yapılacaksa; emekliye verilen ikramiyenin sevinç getirmemesi, bavulu geçtik beslenme çantasıyla karnını doyuramayan çocukların sessiz çığlıklarını kim duyabilir?
Bayram ritüelleri gereği evlere giren erzaklar giderek azalıyor. Bu da yetmezmiş gibi, bazı ürünlerin sağlık tehdidi nedeniyle yurt dışından geri gönderilmesinin ardından o ürünlerin hâlâ sofralara girmesini önlemeyenlerin mibayramıdır bu?
Bilinmez.
Bilmek mutsuzluktur, çünkü mutsuzluk bayramlara yakışmaz. Bu yüzden, bu bayramlar; mutsuz edenlerin bayramıdır.
Bayram kimlere geldi?
Merve Öney
Yorumlar
Trend Haberler

Tera Yatırım Finlandiyalı Sampo-Rosenlew’ü satın aldı

Galatasaray Liverpool maçı TRT 1 frekans bilgileri

800 milyon dolarlık transferde siyasi ayağın rolü sorgulanıyor

Gürcistan Türkiye’den kaçanların sığınağına dönüştü

Medya satışında kaynağı belirsiz 350 milyon dolar iddiası

Mercedes, elektrikli CLA üretiminde emisyonu düşürüyor

Türkiye, Avrupa’nın en çok yeşil alan kaybeden ülkesi oldu

A1 Capital’den dikkat çeken borsa analizi

Akçakale'de gençlerin vizyonu kaymakamlık logosuna yansıyacak

Katılımevim sermayesini 7,5 milyar TL’ye çıkarıyor