İşte yine geldik o tuhaf yıl sonu telaşının ortasına. Havalar soğurken, cüzdanlarımız da aynı oranda ısınıyor sanki. Antalya'nın güneşli sokaklarında, palmiyelerin arasında çam ağacı arayan insanlar görmek ne kadar da modern hayatın bir alegorisi. Yılbaşı hazırlıkları dediğimiz şey, aslında içimizdeki çocuğun tüketim toplumuyla imtihanından başka bir şey değil.
Şu Noel Baba meselesi bir düşünün: Kökeni Antalya Demre'den, popüler kültürde Kuzey Kutbu'na taşınmış, şimdi tekrar Antalya mağazalarında 1.750 liraya kostümü satılan bir kültür ikonu. Bu kadar yol katetmiş bir figürün, enflasyon karşısında eli kolu bağlı kalması ne kadar manidar. Beyaz sakalı, belki de endişeden ağarmıştır, kim bilir?
150 santimlik bir yapay çam ağacı 2.450 lira. Düşünsenize, ne kadar sembolik: Doğadan kopuk, plastik, tekrar kullanılabilir ama her yıl yenisi alınan bir tüketim nesnesi. Ağacın boyu büyüdükçe fiyatı da öyle artıyor ki, sanki ekonomik büyümenin mini bir temsili. Üç metrelik ağaç 15 bin lira! Sanırsınız ki altından dalları var. Oysa altın, belki de bu enflasyon ortamında daha istikrarlı bir yatırım aracı.
Şu rakamları bir düşünelim: 6'lı çan 245 lira, LED ışık 245 lira, ağaç tepeliği 300 lira... Her biri geçici bir mutluluk vaat eden bu nesneler, kalıcı bir maliyet yükü olarak karşımıza çıkıyor. "Evde yapılacak yılbaşı hazırlığının maliyeti 2 bin ile 22.5 bin lira arasında" diyor haber. Bu aralık bile başlı başına bir sosyolojik çalışma konusu: Kim 2 bin lirayla yetiniyor, kim 22.5 bin lirayı gözden çıkarabiliyor?
Antalya'da yaşayan yabancıların yılbaşı süslerine yoğun ilgisi de ayrıca düşündürücü. Belki de memleket özlemini plastik çamlarla, suni karla gidermeye çalışıyorlar. Ya da tam tersi, burada tatil yaparken, kendi kültürlerini de beraberlerinde getiriyorlar. Otellerin, restoranların süsleme yarışı ise tamamen ticari kaygıların ürünü. Her şeyin ölçüsü para olduğunda, Noel Baba da emekli maaşı yetmeyen bir figüre dönüşüyor.
Noel Baba'nın özünde bir hediye getiren figür olduğunu unuttuk galiba. Oysa şimdi kendisi bile hediyelik eşya raflarında, yüksek fiyat etiketiyle bekliyor. 205 liralık şapka, 250 liralık sakal... Sanki mutluluğu satın alabileceğimize dair kolektif bir yanılsamanın parçaları bunlar.
Belki de bu yılbaşı, 15 binlik çam ağacı yerine, gerçek bir saksı bitkisi; 1.750 lik Noel Baba kostümü yerine, çocuklarla birlikte yapılmış kağıttan bir şapka; pahalı süsler yerine, anılarımızla dolu eski eşyaları değerlendirmek daha anlamlı olacaktır.
Sonuçta, Noel Baba'nın bize getirebileceği en değerli hediye, tüketim çılgınlığının dışına çıkıp, sevdiklerimizle geçireceğimiz samimi anlardır. Ve bu hediyenin fiyat etiketi yoktur, enflasyondan etkilenmez, indirime girmez.
Yeni yıl, bize daha azla yetinmeyi, daha çok anı biriktirmeyi öğretirse ne mutlu bize. Gerçek Noel Baba da, belki o zaman cebindeki son kuruşu harcamak zorunda kalmaz.