Yerel seçimlerin ardından Türkiye finans piyasalarında yaşanan dalgalanmalar, ekonomik analizler için zengin bir malzeme sunuyor. Borsada devam eden dalgalanmalara rağmen, yatırımcılar için hala bir umut ışığı var: süregelen çıkış trendi. Ancak bu trend, yalnızca yerel dinamiklere değil, aynı zamanda global ekonomik trendlere ve dış piyasalardaki gelişmelere de bağlı. Bu dönemde ekonomi yönetiminin politikaları ve uluslararası faktörler, piyasa seyrini belirleyici unsurlar olacak.

Piyasalar, yerel seçimlerin ardından yeni bir rotaya yelken açıyor. Ekonomik göstergeler ve politikalar bu yeni rotanın belirlenmesinde anahtar rol oynayacak. Enflasyonla mücadele, önümüzdeki dönemin temel teması olarak öne çıkıyor. Türkiye Cumhuriyet Merkez Bankası'nın (TCMB) politikaları, Mart ayı enflasyon verileri, döviz kuru ve faiz oranları, yatırımcıların ve tüketicilerin kararlarında belirleyici olacak.

Özellikle Borsa İstanbul için "temkinli iyimserlik" sözcüğü uygun görünüyor. Yatırım ortamının güçlendirilmesi, döviz kurlarının istikrarı ve faiz oranlarındaki denge, piyasalara güven verebilir. Bu hafta, piyasanın yeni dengesini bulma yolunda önemli bir dönemeç olacak.

Kısa vadeli ortalama fiyatları yukarı yönde kesen hisse senetleri, yukarı yönlü trendler için bir gösterge olabilir. Ancak bu veriler sürekli değişken olduğu için yatırımcıların, temel verilerle birlikte değerlendirmesi gerekiyor.

BIST 100 Endeksi'ne gelince, endeksin önemli destek seviyelerinin 9.100 ile 8.750 aralığında olduğu gözlemleniyor. Direnç noktaları ise 9.155 ile 9.450 arasında. Bu teknik seviyelerin kırılması ya da korunması, endeksin orta vadeli seyrini belirleyecek.

Sonuç olarak, piyasalar yeni bir yol ararken, yatırımcılar ve ekonomi yönetimi için önemli bir dönem başlıyor. Yerel dinamikler kadar global etkilerin de göz ardı edilmemesi gereken bir süreçteyiz. Her ne kadar mevcut veriler umut verici görünse de, temkinli bir iyimserlikle hareket etmek, bu belirsiz dönemde en sağlam yol olabilir.