Türkiye’nin lokomotif sektörlerinden tekstil, son 20 yılın en ağır kriz döneminden geçiyor. Konkordato başvuruları, işten çıkarmalar ve kapanan fabrikalarla birlikte sektörde istihdam kaybı 300 bine yaklaşırken, krizin üretim, ihracat ve ticaret dengeleri üzerindeki etkileri yakından izleniyor.
Krizin nedenleri çok boyutlu
Avrupa pazarında talebin zayıflaması, Asya ülkelerinin agresif fiyat politikaları ve küresel rekabet koşulları yerli üreticiyi baskı altına aldı. Enerji fiyatları, ham madde maliyetleri ve döviz kuru baskıları nedeniyle Türk tekstil ürünlerinin uluslararası pazarlardaki fiyat rekabeti belirgin şekilde zayıfladı. Siparişlerin maliyetleri karşılamaması, üreticileri depolama, lojistik veya farklı ticaret alanlarına yöneltti.

Sektörde ticaretin devamı zorlaşıyor
İstanbul Tekstil ve Hammaddeleri İhracatçıları Birliği Başkanı Ahmet Öksüz, sektörün mevcut yapısıyla sorunların aşılmasının kolay olmadığını belirtti. Öksüz, tekstilde teknolojik dönüşüm, markalaşma, teknik tekstil ve sürdürülebilir üretime yönelik yatırımların ön plana çıkması gerektiğini vurguladı.
Öksüz ayrıca konkordato uygulamalarında banka ve kamu borçlarının kapsama alınması, piyasa borçlarının ise kapsam dışında bırakılması gerektiğini ifade etti. Bu ayrımın yapılmaması durumunda ticaretin devamının zorlaşabileceğine dikkat çekti.
Merter, Laleli ve Osmanbey’de durgunluk
Bir dönem yabancı alıcıların yoğun ilgi gösterdiği Merter, Laleli ve Osmanbey’de çok sayıda mağaza ve showroom kapandı. Rusya, Ukrayna, Kazakistan, Gürcistan ve Orta Asya ülkelerinden gelen alıcı sayısındaki belirgin düşüş, bölgedeki ticari hareketliliği durma noktasına getirdi.




