Petrol fiyatları salı günü düşüşe geçti ve önceki seansta görülen yüzde 2’lik kaybın ardından gerilemesini sürdürdü. Piyasaların barış görüşmeleri ve ABD’de açıklanacak faiz kararı öncesinde temkinli seyrinin sürdüğü bildirildi. Brent ham petrol varil başına 62,41 dolar, WTI ise 58,75 dolar seviyesinde işlem gördü.
Irak’ın Lukoil’e ait Batı Kurna 2 sahasında üretimi yeniden başlatması sonrasında her iki kontratta pazartesi günü varil başına 1 doların üzerinde düşüş oluşmuştu. Analistler, kısa vadede arz gelişmelerinin fiyatlamada etkili olduğunu belirtti.
Piyasalarda arz ve talep odağı
Phillip Nova analisti Priyanka Sachdeva, Brent petrolünün aralık ayındaki seyrine paralel olarak 62 dolar seviyesine yöneldiğini söyledi. Sachdeva, Irak’taki olası kesintilere yönelik belirsizliğin azalmasının ardından piyasanın yeniden bol arz ve temkinli talep temasına döndüğünü ifade etti.
KCM Ticaret analisti Tim Waterer, Ukrayna ile yürütülecek barış görüşmelerinin petrol için kısa vadeli yön arayışında belirleyici olacağını aktardı. Kaynaklara göre G7 ve Avrupa Birliği, Rus petrolüne yönelik fiyat sınırlaması yerine denizcilik hizmetlerine tam yasak seçeneğini değerlendiriyor.
Jeopolitik gelişmelerin etkisine dair izlenecek süreç
Ukrayna’nın, Londra’da yapılacak liderler toplantısının ardından revize barış planını ABD ile paylaşacağı belirtildi. Analistler, görüşmelerin yönüne bağlı olarak fiyat aralıklarının daralmaya devam edebileceğini ifade ediyor.
Rusya’nın küresel enerji arzındaki rolüne ilişkin olası düzenlemelerin fiyat istikrarı üzerindeki etkileri de takip ediliyor. G7 ülkelerinin değerlendirmeleri, kısa vadede arz beklentisi açısından önem taşıyor.
Fed kararının fiyatlamalara etkisi
Çarşamba günü açıklanacak FED politika kararına yönelik olarak piyasalar 25 baz puanlık faiz indirimi olasılığını yüksek oranda fiyatlıyor. Düşük faiz oranlarının petrol talebi üzerindeki etkisinin sınırlı kalabileceğine yönelik görüşler bulunuyor.
Sachdeva, olası faiz indiriminin 60–65 dolar bandının alt ucunda kısa vadeli destek oluşturabileceğini, ancak fiyat yapısının 2026 yılına yönelik arz fazlası beklentileri etrafında şekillendiğini belirtti.




