Suudi Arabistan Veliaht Prensi Muhammed bin Selman (MBS), 2017’de Neom’u “medeniyetin yeniden doğuşu” olarak tanıtmıştı. Plan, Akabe Körfezi kıyısında 170 kilometre boyunca uzanan, tamamen yenilenebilir enerjiyle çalışan, karbon nötr bir doğrusal şehir kurmaktı. Bu şehir, The Line adıyla anılacak ve 500 metre yüksekliğinde, 200 metre genişliğinde iki dev paralel aynalı yapıdan oluşacaktı.

The Line, 9 milyon kişiyi barındıracak, arabasız, sokaksız ve tamamen yapay zekâ ile yönetilen bir şehir olarak tasarlandı. Bu yapının içinde hızlı tren sistemleri, dikey yaşam alanları, üniversiteler, hastaneler, alışveriş alanları ve hatta deniz seviyesinden 350 metre yüksekte, 45 bin kişilik bir futbol stadyumu yer alacaktı.

Fütüristik tasarım, Suudi Arabistan’ın petrol gelirlerinden dijital ekonomiye geçişini temsil ediyor, ülkenin “Vizyon 2030” hedeflerinin simgesi olarak lanse ediliyordu.

Fiziğe meydan okuyan mühendislik hataları

The Line’ın merkezinde “gizli marina” adını taşıyan bir liman planlandı. Mimarlar, denizin üzerinde asılı duran 30 katlı ters ofis binasının bu marinanın üzerinde yer alacağını, yapının cam ve çelikten oluşan bir kemere asılacağını tasarladı. Ancak projede yer alan mühendisler, bunun fizik kurallarına aykırı olduğunu açıkladı.

Bir mimar, The Line yöneticisi Tarek Qaddumi’yi uyararak, 30 katlı bir yapının yüzlerce metre yüksekte “sarkaç etkisi”yle tehlikeli şekilde salınabileceğini söyledi. Aynı kaynak, “Bu bina sallanır, hızlanır ve sonunda kırılarak marinaya düşer” dedi.

Proje içindeki mühendisler ayrıca marinanın altına yüksek hızlı tren istasyonu kurma fikrinin imkânsız olduğunu belirtti. Tersine dönmüş bir yapıda, su, kanalizasyon ve atık yönetiminin nasıl sağlanacağı bile tartışma konusu oldu.

Trilyon dolarlık hayal

2021’de açıklanan The Line’ın tahmini maliyeti 1,6 trilyon dolar olarak hesaplandı. Ancak ertesi yıl yapılan iç denetimlerde bu tutarın 4,5 trilyon dolara kadar çıkabileceği öngörüldü — bu rakam Almanya’nın yıllık GSYİH’sına yakın bir büyüklüktü.

Her 800 metrelik modül için yaklaşık 3,5 milyon ton çelik ve 5,5 milyon metreküp beton gerekiyordu. Bu miktar, dünya yeşil çelik üretiminin yüzde 60’ına denk geliyordu. İnşaat yöneticileri, “Bu projeyi hayata geçirmek için dünya kaynaklarının büyük bir kısmını tek başına tüketecektik” ifadesini kullandı.

Yüksek maliyetler yalnızca kaynak tüketiminden ibaret değildi. İnşaatın lojistiği, çölün ortasındaki tek şeritli yollara bağlı küçük limanlar üzerinden sağlanmaya çalışıldı. Malzeme taşımacılığındaki gecikmeler, proje takvimini sürekli geri itti.

The Line küçüldü: 20 modülden 3’e

Projenin ilk aşaması 20 modül (yaklaşık 34 kilometre) olarak planlanmıştı. Ancak hızla yükselen maliyetler, yabancı yatırımcı eksikliği ve düşen petrol gelirleri nedeniyle bu sayı önce 12’ye, ardından 7’ye, son olarak 3 modüle indirildi.

Kıdemli bir inşaat yöneticisi, “Yedi modül altına indiğimizde yatırım cazibesini kaybettik. Üçe düştüğünde ise projenin ölçeği anlamını yitirdi. Artık kimse yatırım yapmak istemiyor” dedi.

Şu anda sahada sadece birkaç kilometrelik kazı alanı, yarım kalmış temeller ve yüzlerce dev kazık bulunuyor. Uydu görüntüleri, bir zamanlar “çölün kalbinde yükselen şehir” olarak tanıtılan Neom’un artık sessiz bir şantiye olduğunu ortaya koyuyor.

Yabancı yatırımcılar uzak duruyor

Veliaht Prens’in umduğu uluslararası sermaye akışı gerçekleşmedi. Kamu Yatırım Fonu (PIF), milyarlarca dolarlık harcama yapmasına rağmen, ABD ve Avrupa merkezli yatırımcılar projeye ilgi göstermedi.

Petrol fiyatlarındaki dalgalanmalar, Riyad yönetiminin Neom’a ayırdığı fonları sınırlandırdı. Bu durum, Neom’daki diğer alt projeler — Trojena (çöl kayak merkezi) ve Oxagon (sanayi limanı) — için kaynak rekabetini daha da artırdı.

Neom’un iç denetim birimi “Project Moon” kod adıyla maliyet analizine başladı. Ancak bazı yöneticilerin uyarıları dikkate alınmadı. Eski çalışanlar, projenin “Kralın Yeni Giysileri” masalına benzediğini, kimsenin gerçeği dile getirmeye cesaret edemediğini ifade etti.

Ekolojik uyarılar ve çevresel etkiler

Çevre bilimciler, The Line’ın 170 kilometrelik hattının Afrika’ya göç eden kuşların rotasını keseceğini, ayrıca birçok memeli türünün göç yollarını kapatacağını belirtti. Uzmanlar, aynalı cam yüzeylerin kuş çarpmalarını artırabileceği uyarısında bulundu.

İsviçre Ornitoloji Enstitüsü’nden Livio Rey, “Kuşlar cam duvarı fark etse bile, etrafından dolaşmak için 90 kilometre uçmaları gerekir. Bu sürdürülebilir değil” dedi.

Ayrıca planlanan rüzgâr santralleri, göçmen kuşlar için ek bir tehdit oluşturuyor. Çevre örgütleri, Neom’u “biyolojik çeşitliliğe yönelik en büyük risklerden biri” olarak tanımlıyor.

Gerçeklik duvarı: Hayalden deneye dönüşen proje

Neom’un ilk temel kazıkları, 2022 baharında çakıldı. 60 kazık makinesi, 24 saat çalışarak 6.000’den fazla kazık yerleştirdi. Ancak 2025 itibarıyla inşaatın yalnızca küçük bir kısmı ilerleyebildi.

Epstein epostaları Trump cephesinde tartışmayı büyütüyor
Epstein epostaları Trump cephesinde tartışmayı büyütüyor
İçeriği Görüntüle

Şu anda The Line’ın yalnızca marina çevresindeki birkaç yapı üzerinde çalışmalar sürüyor. Havalimanı inşaatı ve yüksek hızlı tren tüneli projeleri askıya alındı.

Neom’un geleceği

Suudi yönetimi, The Line’ı hâlâ “stratejik bir öncelik” olarak tanımlıyor. Neom yetkilileri, projenin uzun vadede “insanlık için yeni bir yaşam planı sunmayı” hedeflediğini belirtiyor. Ancak kaynaklara göre, öncelik artık Neom’un daha uygulanabilir projelerine — Trojena kayak merkezi ve kruvaziyer turizmine odaklı Sindalah adası — kaymış durumda.

Veliaht Prens’in “geleceğin şehri” olarak sunduğu Neom, bugün 50 milyar dolardan fazla harcama yapılmış, ancak yalnızca temel kazıkları tamamlanmış bir mega şantiye görünümünde.