Türkiye’nin konut politikalarına yön verecek yeni şehircilik vizyonu Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan başkanlığında yapılan genişletilmiş il başkanları toplantısında ele alındı. Toplantıda sunum yapan Çevre, Şehircilik ve İklim Değişikliği Bakanı Murat Kurum, ev sahipliği oranının 2035 yılına kadar belirgin şekilde artırılmasını hedeflediklerini açıkladı. Buna göre, 2024 yılında yüzde 56 seviyesinde bulunan oran, 11 yıl içinde yüzde 66’ya taşınacak.

Bakanlığın mevcut konut stokuna ilişkin verileri, Türkiye’de ev sahipliği ve kiracılık yapısındaki genel tabloyu ortaya koyuyor. Ülkede toplam 31 milyon konut bulunurken bunun 22 milyon 320 bini ev sahiplerinin, 8 milyon 680 bini ise kiracıların kullanımında. Bu çerçevede Türkiye genelinde yaklaşık 24 milyon kişi kiracı konumunda yer alıyor. Yıllık ortalama konut ihtiyacı ise 600 bin adet seviyesinde hesaplanıyor.

Uluslararası karşılaştırma Türkiye’nin konumunu ortaya koyuyor

Ev sahipliği oranı dünya genelinde ülkeden ülkeye değişirken Trading Economics tarafından derlenen uluslararası tablo Türkiye’nin konumunu daha net gösteriyor. Almanya’da ev sahipliği oranı yüzde 47 seviyesinde bulunurken Fransa’da yüzde 61, ABD’de yüzde 65, Güney Kore’de ise yüzde 56 olarak ölçülüyor. Bu veriler, Türkiye’nin birçok gelişmiş ülkeyle benzer seviyede olduğunu ortaya koyarken Bakan Kurum’un açıkladığı yeni hedef, Türkiye’nin üst lige çıkma isteğine işaret ediyor.

Bakan Kurum, artan nüfus, şehirleşme hızındaki yükseliş ve deprem riski gibi dinamiklerin konut politikasının yeniden şekillendirilmesini zorunlu kıldığını belirtiyor. Bu kapsamda sosyal konut üretimi, kentsel dönüşüm destekleri ve uygun maliyetli finansman modelleri sürecin ana unsurlarını oluşturacak. Hem dar gelirli hem de orta gelirli kesimlere yönelik geliştirilecek yeni projelerin konut arzını güçlendirmesi bekleniyor.

Sosyal konut ve dönüşüm projeleri hedefin temelini oluşturacak

Son yıllarda önemli bir ivme yakalayan kentsel dönüşüm projelerinin önümüzdeki dönemde daha yoğun uygulanması planlanıyor. Depreme dayanıklı konut üretiminin artırılması, eski yapıların yenilenmesi ve yeni yerleşim alanlarının planlanması hedefin önemli bir parçası olacak. Bakanlık, geniş ölçekli sosyal konut projelerinde de hızlanmaya hazırlanıyor.

Yeni finansman modelleri, özellikle konuta erişimde zorluk yaşayan kesimlere yönelik alternatif çözümler sunacak. Piyasadaki kredi maliyetlerinin yüksek seyretmesine karşın, uzun vadeli ve düşük maliyetli finansman kanallarının devreye alınması üzerinde çalışılıyor. Bu yaklaşım, hem konut arzını artırmayı hem de ev sahibi olma oranını desteklemeyi amaçlıyor.

500 bin konutluk TOKİ projesinde başvurular e-Devlet’te açıldı
500 bin konutluk TOKİ projesinde başvurular e-Devlet’te açıldı
İçeriği Görüntüle

Orta ve uzun vadeli planlama ile hedefe ulaşılacak

2035 yılı hedefi, Türkiye’nin demografik yapısı, şehirleşme eğilimleri ve mevcut konut arzı dikkate alınarak ortaya konuldu. Ev sahipliği oranındaki artışın sağlanması için kamu ile özel sektörün ortak hareket etmesi öngörülüyor. Arz yönlü politikaların güçlendirilmesi, uygun fiyatlı konut üretimi ve finansmana erişimin kolaylaştırılması hedefe ulaşmada kritik rol oynayacak.

Türkiye’nin yeni şehircilik vizyonu, yalnızca konut arzını artırmayı değil, güvenli ve yaşanabilir yerleşimlerin oluşturulmasını da merkezine alıyor. Önümüzdeki süreçte sosyal konut ve dönüşüm adımlarının hızlanmasıyla ev sahipliği oranında belirgin bir iyileşme bekleniyor.