ABD Başkanı Donald Trump, İsrail parlamentosu Knesset’te yaptığı konuşmanın sonunda Başbakan Binyamin Netanyahu’ya yönelik “Onu affedin” sözleriyle hem siyasi hem de sembolik bir mesaj verdi. Trump’ın bu çağrısı, hem Netanyahu’nun yolsuzluk davası hem de İsrail’in iki yıldır süren Gazze çatışmalarının ardından şekillenen yeni siyasi dengeleri derinden etkiledi.

Gazze’de rehinelerin serbest kalmasıyla değişen atmosfer

Trump’ın konuşması, İsrail’in Gazze’deki son rehinelerin serbest bırakılmasını kutladığı gün gerçekleşti. Bu gelişme, 7 Ekim 2023’te Hamas tarafından düzenlenen saldırının ardından İsrail toplumunda yaşanan travmanın hafiflemeye başladığının sembolü olarak değerlendirildi. Ülke, Sukkot bayramının son günü olan Hoşana Rabbah’ta hem dini hem ulusal bir rahatlama havası içindeydi. Ancak Trump’ın “affetme” çağrısı, bu coşkulu günün ötesine geçerek siyasi bir tartışma başlattı.

Netanyahu için beklenmedik destek

Netanyahu, 7 Ekim saldırılarının ardından güvenlik zafiyetleri nedeniyle kamuoyunda sert eleştirilere maruz kalmış, muhalefet tarafından istifaya çağrılmıştı. Ancak Trump’ın Knesset’te “Bu adamı seviyorum. Savaş döneminin en büyük liderlerinden biriydi” sözleri, Netanyahu’ya önemli bir siyasi destek sundu. Bu destek, kamuoyu yoklamalarında gerileyen Netanyahu’nun koalisyonunu geçici olarak da olsa yeniden konsolide etti.

İsrail iç siyasetinde değişen dengeler

Analistler, Trump’ın ziyaretinin Netanyahu’nun siyasi dayanıklılığında yeni bir dönüm noktası olduğunu belirtiyor. Bazı yorumculara göre bu destek, başbakanın yaklaşan seçimlerde konumunu güçlendirebilir. Ancak eleştirmenler, Netanyahu’nun yolsuzluk davasını geciktirmek ve savaşın siyasi sonuçlarını ertelemek için Gazze operasyonunu uzattığını iddia ediyor. Bu tartışma, ülkenin önümüzdeki yıl yapılması beklenen seçimlerine kadar sürecek gibi görünüyor.

Trump’ın ateşkes stratejisi ve bölgesel hedefleri

ABD Başkanı, Gazze’deki çatışmaların sona ermesi için yürütülen diplomatik süreçte belirleyici bir rol üstlendi. Trump, Netanyahu’ya “Dünyayla savaşamazsın, zamanı geldi” diyerek ateşkesin kabul edilmesini sağladı. Ateşkesin ilk aşaması kapsamında, İsrailli rehineler Filistinli tutuklularla değiştirildi. Ancak ABD’li ve İsrailli güvenlik yetkilileri, ikinci aşamanın çok daha karmaşık geçeceği konusunda hemfikir. Hamas’ın silahsızlanması ve Gazze’nin yeniden yapılandırılması, henüz net bir plan dahilinde değil.

Ticari kira artışları perakende sektörünü zorluyor
Ticari kira artışları perakende sektörünü zorluyor
İçeriği Görüntüle

Uzmanlardan temkinli değerlendirmeler

Rand Corporation’ın İsrail merkezli kıdemli araştırmacısı Shira Efron, mevcut durumun Trump’ın “yeni Ortadoğu” vizyonundan uzak olduğuna dikkat çekti. Efron’a göre, önümüzdeki aylarda geçiş yönetim komitelerinin kurulması ve Hamas’ın sınırlı yerel hizmetler sunmaya devam etmesi olası. Bu da İsrail ordusunun bölgede uzun süreli varlığını sürdüreceği anlamına geliyor.

Netanyahu’nun iç politikadaki sınavı

Başbakan Netanyahu, aşırı sağcı koalisyon ortakları Bezalel Smotrich ve Itamar Ben-Gvir’in desteğini korumaya çalışıyor. Her iki isim de daha önce Gazze politikasındaki tavizlere tepki göstermişti. Ancak Trump’ın açık desteği, koalisyonun geçici bir dengeye kavuşmasını sağladı. Yine de erken seçim ihtimali canlılığını koruyor. İsrail siyasi tarihinde benzer güvenlik krizlerinin ardından başbakanların istifa ettiği örnekler hatırlatılıyor.

Barış mesajı ve politik manevra alanı

Netanyahu, Knesset konuşmasında İncil’den alıntı yaparak “Her şeyin bir zamanı vardır. Barış zamanı ve savaş zamanı vardır” ifadelerini kullandı. Bu mesaj, hem iç kamuoyuna hem de uluslararası topluma yönelik bir uzlaşma sinyali olarak değerlendirildi. Ancak analistler, Netanyahu’nun geçmişte iki devletli çözüme karşı sert tutumunun, olası bölgesel barış sürecini sınırlayabileceğini belirtiyor.

Trump’ın bölgesel diplomasi hedefi

Trump yönetimi, Gazze’deki ateşkesi Suudi Arabistan başta olmak üzere Arap dünyasıyla yeni bir normalleşme sürecine dönüştürmeyi hedefliyor. Ancak İsrail’in mevcut siyasi iklimi bu hedefin önünde ciddi bir engel oluşturuyor. Netanyahu’nun, Mısır’ın Şarm el-Şeyh kentinde yapılacak barış zirvesinden çekilmesi, bu zorlukların ilk sinyali olarak değerlendirildi.

Siyasi belirsizlik devam ediyor

İsrail’in deneyimli siyasi muhabirlerinden Tal Schneider, Netanyahu’nun yaklaşımını şöyle özetliyor: “Yeni seçim öncesinde 7 Ekim’i unutturmak istiyor. Zaman kazanıyor ve başarı hikayeleri yazmak için her fırsatı değerlendiriyor.” Ancak uzmanlara göre, Gazze anlaşmasının ikinci aşaması ve Hamas’la ilgili süreç Netanyahu’nun geleceğini belirleyecek.