Ekonomist Selçuk Geçer, yayımladığı son değerlendirmede gümüş piyasasına ilişkin açıklamalarını geniş bir tarihsel ve teknolojik bağlamla aktardı. Geçer, gümüşün binlerce yıldır ticaretin ve devlet ekonomilerinin temel metallerinden biri olduğunu, bugün ise enerji dönüşümü ve yüksek teknoloji yatırımları nedeniyle stratejik bir konuma yükseldiğini söyledi.
Geçer, altının tarih boyunca “kral metal” olarak anıldığını ancak birçok uygarlığın ekonomik yapısında belirleyici unsurun gümüş olduğunu hatırlattı. Antik Sümerlerden Roma İmparatorluğu’na ve Osmanlı dönemine kadar çeşitli uygarlıklarda gümüşün finansal sistemin omurgasını oluşturduğunu belirtti.
Gümüşte artan talep ve arz kısıtları
Geçer, modern ekonomide gümüşün en yüksek elektrik iletkenliğine sahip metal olması nedeniyle güneş panellerinden yapay zekâ çiplerine, veri merkezlerinden askeri teknolojilere kadar geniş bir alanda ikamesi bulunmayan bir girdi haline geldiğini ifade etti.
Yıllık gümüş üretiminin yaklaşık yüzde 80’inin endüstriyel kullanım sırasında geri kazanılamadığını belirten Geçer, talepteki artışa rağmen yeni maden keşiflerinin sınırlı kaldığını söyledi. Ayrıca küresel gümüş arzının büyük bölümünün bakır ve çinko üretiminin yan ürünü olarak sağlandığını, bu metallerdeki olası bir üretim düşüşünün gümüş arzını da etkileyebileceğini aktardı.
Altın-gümüş oranı ve fiyat değerlendirmesi
Geçer, altın-gümüş oranının güncel olarak 1/70 seviyesinde olduğunu, tarihsel ortalamaya bakıldığında bu oranın 1/15 düzeyine yakın gerçekleştiğini hatırlattı. Oranın yeniden daralması hâlinde gümüşün fiyat açısından daha hızlı hareket edebileceğini belirtti.
Ekonomist, altının 5.000 dolar seviyesine yükselmesi hâlinde oranın 1/25 düzeyine gerilemesinin gümüşte 200 dolar seviyesinin gündeme getirilebileceğini söyledi. Geçer, büyük fonların fiziki gümüş stoğu yaptığına da dikkat çekti.




