Belucistan, Güney Asya'nın kalbinde, Pakistan ve İran arasında sıkışıp kalmış, uzun süredir devam eden etnik ve siyasi gerilimlerin odağında bir bölge. Son zamanlarda, Pakistan'ın İran'ın Sistan-Belucistan eyaletinde militanlara ait olduğu iddia edilen sığınaklara hava saldırıları düzenlemesi, bu iki komşu ülke arasındaki hassas dengeleri bir kez daha gözler önüne serdi. 

Belucistan bölgesi, tarihsel ve kültürel açıdan zengin bir geçmişe sahip. Bu bölge, Pakistan ve İran'ın yanı sıra Afganistan'ı da kapsayan geniş bir alanda Beluç halkının yaşadığı bir yer. Beluçlar, kendi dillerine, kültürlerine ve geleneklerine sahip, güçlü bir etnik kimliğe sahip bir halk. Ancak bu bölge, yıllardır ihmal edilmiş, ekonomik olarak geri kalmış ve siyasi olarak marjinalleştirilmiş durumda.

Pakistan ve İran arasındaki son gerilimler, bu iki ülkenin Belucistan'daki militan gruplarla olan karmaşık ilişkilerini yansıtıyor. Pakistan tarafında, Belucistan Kurtuluş Ordusu ve Belucistan Kurtuluş Cephesi gibi ayrılıkçı gruplar, bölgedeki zengin doğal kaynaklardan daha fazla pay ve siyasi özerklik talep ediyor. İran tarafında ise, Sünni müslümanların ağırlıkta olduğu Sistan-Belucistan eyaletinde, Ceyş el-Adl gibi gruplar, Şii çoğunluklu İran hükümetine karşı savaşıyor.

Pakistan'ın son hava saldırıları, İran'ın kendi sınırları içinde yaptığı saldırıların bir yanıtı olarak görülebilir. Bu hareket, iki ülke arasındaki güvensizlik ve karşılıklı suçlamaların bir göstergesi. Pakistan, İran'ı, ülkesindeki ayrılıkçı militanlara sığınak sağlamakla suçlarken, İran da Pakistan'ı benzer suçlamalarla itham ediyor. Bu durum, sınır bölgelerinde yaşayan siviller için ciddi bir güvenlik riski oluşturuyor.

Son gelişmeler, iki ülke arasındaki gerginliğin azalmasının pek olası olmadığını gösteriyor. İran ve Pakistan arasındaki karşılıklı suçlamalar ve güven eksikliği, Belucistan bölgesinde yeni bir şiddet dalgasını tetikleyebilir. Ayrıca, bu gerginlik, bölgenin zaten karmaşık olan güvenlik durumunu daha da kötüleştirebilir.

Pakistan ve İran'ın son hareketleri, Belucistan bölgesindeki uzun süreli sorunları ve bölgesel güvenlik risklerini bir kez daha gündeme getirdi. Bu durum, uluslararası toplumun ve bölgesel güçlerin dikkatini çekmeli ve çözüm için kapsamlı bir yaklaşım benimsenmelidir.