Kasım ayında Türkiye’nin Rusya’dan ithal ettiği Ural petrolü sert şekilde geriledi. KPLER ve LSEG verilerine göre aylık bazda 100 bin varillik düşüş yaşanırken, sevkiyatlar günlük 200 bin varil civarına indi. Düşüşte Batılı ülkelerin Rus enerji tedarikçilerine yönelik yaptırımları ve Türk rafinerilerinin alternatif ham petrol türlerine yönelmesi etkili oldu.
2022’de Avrupalı şirketlerin Rusya alımlarını kesmesi sonrasında Türkiye, Hindistan’ın ardından deniz yoluyla Rus ham petrolünün en büyük ikinci alıcısı hâline gelmişti.

Yeni rota: Irak ve Kazakistan
ABD’nin LU KOIL ve ROSNEFT’e yaptırım uygulamasıyla Türk rafinerilerinin çalışabileceği Rus tedarikçi sayısı azaldı. Ayrıca AB’nin yıl sonu itibarıyla yürürlüğe girecek Rus petrolü yasağı, Türkiye’nin tedarik zincirinde değişime yol açtı.
KPLER verileri, Türkiye’nin Ural petrolü alımlarını azaltırken Kazakistan menşeli CPC Blend ve Irak Basra petrollerine yöneldiğini gösterdi. CPC Blend, Rusya’nın Yuzhnaya Ozereyevka limanından sevk edilse de üretim ağırlıkla Kazak şirketlerine ait olduğu için Batı yaptırımlarının dışında kalıyor.
Kasımda Kazakistan alımı yılın zirvesinde
Kasım ayında Türkiye’nin Kazakistan’dan aldığı CPC Blend miktarı 105 bin varile ulaştı. Bu seviye, 2024 yılından bugüne görülen en yüksek hacim olarak kaydedildi.
Rafinerilerin yöneldiği alternatif kaynaklar ise sınırlı. Ural petrolüne denk kalitede ham petrolün Akdeniz piyasasında az bulunması, çeşitliliği daraltan temel neden olarak öne çıkıyor.




