ABD Başkanı Donald Trump, Kremlin’in 50 gün içinde Ukrayna ile ateşkes anlaşması imzalamaması durumunda Rusya’ya yönelik %100 ikincil gümrük vergisi uygulayacağını açıklamıştı. Bu adım, Rusya’yla ticaret yapan tüm ülkelere baskı anlamına geliyor. Bu ülkeler arasında Türkiye’nin yeri ise kritik.

Türkiye, Rusya’dan özellikle enerji ithalatında yoğun bağımlılığıyla öne çıkıyor. OEC’nin 2023 verilerine göre Türkiye, Çin ve Hindistan’dan sonra Rusya’nın en büyük üçüncü ticaret ortağı konumunda. Türkiye aynı zamanda Rusya’nın en çok ihracat yaptığı üçüncü, ithalat yaptığı ise ikinci ülke.

Enerji bağımlılığı Türkiye’yi nasıl etkiler

TÜİK verilerine göre Türkiye 2024 yılında Rusya’dan 32 milyar doların üzerinde yakıt ithal etti. Türkiye’nin günlük yaklaşık 400 bin varil Rus petrolü aldığı biliniyor. Bu enerji bağımlılığı, ABD’nin olası ikincil vergi uygulaması karşısında Türkiye’yi zor durumda bırakabilir.

Trump’ın planı gerçekleşirse, Rusya’dan enerji almayı sürdüren ülkeler, ABD’ye ihracatta %100 vergiye maruz kalacak. Türkiye açısından bu, 2024 yılında ABD’ye yapılan 14,4 milyar dolarlık ihracatın büyük risk altına girmesi anlamına geliyor. Bu ihracatın önemli kısmını makineler, kıymetli taşlar, motorlu taşıtlar ve savunma sanayi ürünleri oluşturuyor.

Uzmanlar Türkiye’ye istisna tanınabileceğini düşünüyor

Türk-Amerikan İşadamları Derneği Başkanı Süleyman Ecevit Sanlı, önceki Trump döneminde Türkiye’nin diğer ülkelere kıyasla daha düşük vergi oranlarına tabi tutulduğunu hatırlatıyor. Sanlı’ya göre, Türkiye’nin enerji bağımlılığı ve jeopolitik konumu dikkate alınarak istisna uygulanabilir.

Sanlı ayrıca Türkiye’nin Ukrayna’yı destekleyen pozisyonu ve barış çabalarının da Washington tarafından dikkate alınacağını vurguluyor. ABD’nin Türkiye’ye karşı sert bir ekonomik yaptırım uygulamasının düşük ihtimal olduğunu belirtiyor.

Washington-Ankara ilişkileri riskleri yumuşatabilir

Marmara Üniversitesi’nden Prof. Mahmut Tekçe, bu tür ikincil yaptırımların Türkiye gibi enerji ithalatçısı ülkeler için teorik olarak büyük risk taşıdığını kabul ediyor. Ancak Tekçe’ye göre ABD-Türkiye arasındaki siyasi ilişkiler, bu yaptırımların nasıl uygulanacağını doğrudan etkileyecek. Türkiye’nin geçmişte İran ve Rusya yaptırımlarında muafiyet kazandığını hatırlatan Tekçe, diplomatik manevra alanının bu kez de işe yarayabileceğini ifade ediyor.

Enerji hukukunda mücbir sebep şartı

TEPAV’dan Dr. Mühdan Sağlam ise %100 vergi tehdidinin hayata geçse bile Türkiye için özel bir yol bulunacağını düşünüyor. Enerji hukukuna göre, mücbir sebep olmadan enerji sözleşmeleri tek taraflı feshedilemiyor. Aksi durumda büyük tazminatlar söz konusu olabiliyor.

Türkiye’nin Rusya’dan Mavi Akım üzerinden gaz aldığı sözleşmenin yıl sonunda sona ereceğini belirten Sağlam, ABD’nin Türkiye’ye bu anlaşmayı yenilememesi için baskı yapması halinde Ankara’nın Washington’a doğrudan “aynı fiyattan ve aynı miktarda gaz verin” diyerek karşılık verebileceğini ifade ediyor.

Dr. Sağlam’a göre Türkiye şimdilik bekle-gör politikası izliyor. Trump’ın söylemleri agresif olsa da kararın pratikte ne ölçüde uygulanacağı belirsizliğini koruyor. Enerji dengesi, uluslararası hukuk ve siyasi ilişkiler Türkiye’nin bu denklemdeki manevra alanını belirleyecek.