Suudi Arabistan ve Pakistan, Çarşamba günü imzalanan kapsamlı bir savunma anlaşmasıyla onlarca yıllık güvenlik ortaklığını yeni bir seviyeye taşıdı. Bölgesel gerginliklerin arttığı bir dönemde yapılan anlaşma, Körfez’in güvenlik mimarisinde önemli bir dönüm noktası olarak değerlendiriliyor.

ABD’ye duyulan güvensizlik etkili

Uzmanlara göre bu adım, uzun süredir Körfez’in güvenlik garantörü konumundaki ABD’ye duyulan güvenin azalmasıyla yakından ilişkili. Özellikle İsrail’in geçen hafta Katar’a düzenlediği hava saldırısı, Arap ülkelerindeki kaygıları artırmış durumda.

Üst düzey bir Suudi yetkili, anlaşmanın zamanlaması hakkında “Bu, belirli ülkelere veya olaylara değil, yıllar süren görüşmelerin sonucuna dayanıyor” açıklamasını yaptı.

Ortak caydırıcılık vurgusu

Pakistan Başbakanlık Ofisi tarafından yapılan açıklamada, “Her iki ülkeye yönelik herhangi bir saldırı, her iki ülkeye yapılmış sayılacak” ifadesi dikkat çekti. Açıklamaya göre anlaşma, askeri iş birliğinin tüm yönlerini kapsıyor ve saldırılara karşı ortak caydırıcılığı güçlendiriyor.

Törende Pakistan Başbakanı Şehbaz Şerif, Suudi Arabistan Veliaht Prensi Muhammed bin Selman ve Pakistan Kara Kuvvetleri Komutanı Asım Münir bir araya geldi.

Hindistan dengesi gözetiliyor

Anlaşmanın, Pakistan’ın Mayıs ayında Hindistan ile yaşadığı askeri gerilimden aylar sonra gelmesi dikkat çekti. Hindistan Dışişleri Bakanlığı gelişmeyi “yakından izlediklerini” açıkladı.

Suudi yetkililer, Hindistan’la ilişkilerin güçlü olduğunu vurgularken, yeni savunma paktının bölgesel barışa katkı sağlamayı amaçladığını belirtti.

Nükleer şemsiye sorusu

Pakistan’ın Suudi Arabistan’a nükleer koruma sağlayıp sağlamayacağı yönündeki soruya üst düzey bir Suudi yetkili, “Bu, tüm askeri araçları kapsayan kapsamlı bir savunma anlaşmasıdır” yanıtını verdi.

Anlaşmanın, hem Körfez’de hem de Güney Asya’da güvenlik dengelerini yeniden şekillendirmesi bekleniyor.