Hürriyet Gazetesi yazarı Abdulkadir Selvi’nin köşe yazısında aktardığı Areda-Survey’in anketine göre, Öcalan’ın PKK’nın silah bırakması ve kendini feshetmesi yönündeki çağrısı kamuoyunda geniş yankı buldu. Ancak anket sonuçları, halkın önemli bir kısmının PKK’nın gerçekten silah bırakacağına inanmadığını gösteriyor.

Üç Kritik Sonuç: Kamuoyu PKK’ya Güvenmiyor

Ankete göre halkın Öcalan’ın çağrısına bakışı üç temel noktada şekilleniyor:

  1. Öcalan’ın çağrısı olumlu karşılanıyor.

  2. Ancak halkın çoğunluğu PKK’nın silah bırakacağına inanmıyor.

  3. Türkiye’nin sınır ötesi operasyonlara devam etmesini istiyor.

Katılımcıların %57,5’i Öcalan’ın çağrısını olumlu bulduğunu belirtirken, %42,5’i olumsuz değerlendirdi. Ancak, PKK’nın bu çağrıya uyup silah bırakacağına inananların oranı yalnızca %14,6’da kaldı. Buna karşılık, %47,4’lük bir kesim PKK’nın silah bırakmayacağını düşünüyor.

Sınır Ötesi Operasyonlara Destek Yüksek

Ankete göre, halkın %69,8’i Türkiye’nin terörle mücadele kapsamında sınır ötesi operasyonlara devam etmesi gerektiğini düşünüyor. PKK’nın attığı adımlara göre karar alınması gerektiğini savunanların oranı %18,8 iken, yalnızca %11,3’lük bir kesim Türkiye’nin operasyonları durdurması gerektiğini ifade ediyor.

Bu sonuçlar, halkın büyük bir kısmının PKK’nın samimiyetine şüpheyle yaklaştığını ve terörle mücadelenin devam etmesi gerektiğini düşündüğünü gösteriyor.

PKK Kongreye Gidiyor: Silah Bırakma Süreci Başlayacak mı?

Öcalan’ın çağrısına PKK’nın üst yönetimi Kandil’den olumlu yanıt vermiş ve silah bırakma sürecini değerlendirmek için kongre toplamaya hazır olduklarını açıklamıştı. PKK liderlerinden Murat Karasu, “Önderliğin ortaya koyduğu dönüşümü, PKK’nın feshini, silahlı mücadelenin sonlandırılmasını gerçekleştireceğiz. Bu konuda kimsenin tereddüdü olmasın” ifadelerini kullanmıştı.

PKK’nın bu kapsamda nisan ayında kongresini toplayarak silah bırakma ve kendini feshetme kararı alması bekleniyor. Ancak süreç, hem içeride hem de dışarıda farklı dinamikler nedeniyle karmaşık bir hal almış durumda.

Suriye’de PKK-YPG Sorunu ve ABD Faktörü

Öcalan’ın çağrısının Suriye’deki PKK-YPG yapılanmasını kapsayıp kapsamadığı büyük bir soru işareti. Suriye Demokratik Güçleri (SDG) komutanı Mazlum Abdi ve DEM Parti Eş Genel Başkanı Tülay Hatimoğulları, bu çağrının YPG’yi bağlamadığını savunuyor. Ancak, İmralı heyetinde yer alan Sırrı Süreyya Önder, bu görüşe katılmıyor ve “Silahlar herkes için devre dışıdır” diyerek, çağrının YPG’yi de kapsadığını belirtiyor.

Öte yandan, Suriye’de PKK ile KCK arasındaki ayrışmanın yanı sıra, ABD ve İsrail’in baskıları da süreci karmaşıklaştırıyor. ABD Özel Kuvvetler Komutanı Raymond Thomas’ın, PKK’nın Suriye’deki yapılanmasının adını SDG olarak değiştirme kararını nasıl aldıklarını itiraf etmesi, bu ilişkinin boyutlarını bir kez daha gözler önüne seriyor.

Türkiye ise bu süreci yakından takip ediyor. Eğer Suriye’de PKK-YPG yapılanması silah bırakmazsa, TSK’nın olası bir operasyon düzenleyebileceği belirtiliyor.

DEM Parti İçindeki Ayrışma

PKK’nın geleceği konusundaki tartışmalar, DEM Parti içinde de ayrışmalara yol açmış durumda. Parti içinde Öcalan’ı destekleyenler ile farklı çizgide hareket eden gruplar arasında belirgin bir görüş ayrılığı olduğu ifade ediliyor.

Öcalan’ın süreci nasıl yöneteceği ve Türkiye’nin bu gelişmelere nasıl karşılık vereceği, önümüzdeki günlerde netleşecek. Ancak şu an için halkın büyük bir kesimi, PKK’nın gerçekten silah bırakacağına ikna olmuş değil.