ABD Savunma Bakanlığı, savunma sanayisinin temelini oluşturan stratejik metallerde Çin’e olan bağımlılığı azaltmak amacıyla 1 milyar dolar tutarında kritik mineral alımı planlıyor. Pentagon’un bu adımı, küresel ölçekte artan tedarik risklerine karşı “ulusal stokları güçlendirme” stratejisi kapsamında değerlendiriliyor.

Savunma stokları hızla genişletiliyor

Pentagon’a bağlı Savunma Lojistik Ajansı tarafından yayımlanan belgeler, son aylarda stoklama faaliyetlerinin hız kazandığını gösteriyor. Trump yönetimi döneminde başlatılan bu girişim, özellikle nadir toprak elementleri, kalıcı mıknatıslar ve askeri teknoloji bileşenlerinde Çin kontrolüne karşı yeni kaynakların devreye alınmasını amaçlıyor.

Çin’in ihracat kısıtlamaları tedarik endişesini büyüttü

Pekin yönetimi, bu hafta nadir toprak elementleri ve ileri teknoloji bileşenlerine yönelik yeni ihracat kontrolleri duyurdu. Bu karar, küresel piyasalarda arz dengesini bozarken ABD ve Avrupa’da stratejik minerallere erişim konusunda endişeleri artırdı. Özellikle savunma ve teknoloji sektörlerinde kullanılan galyum, germanyum ve neodim gibi elementlerin ihracatında sıkı denetimler gündemde.

Washington yeni kaynak arayışında

Eski savunma yetkilileri, Pentagon’un farklı bölgelerdeki madencilik şirketleriyle temasa geçtiğini ve yeni tedarik zincirleri oluşturmak istediğini belirtiyor. Yetkililer, “ABD savunma ürünleri için ihtiyaç duyulan cevherleri artık tek bir ülkeye bağlı kalmadan sağlamak istiyor” değerlendirmesinde bulunuyor.

Trump yönetiminden sert açıklama

ABD eski Başkanı Donald Trump, Çin’in ihracat sınırlamalarına tepki olarak Çin ithalatına yüzde 100 ek gümrük vergisi getireceğini açıkladı. Trump, “Çin’in dünyayı esir tutmasına izin verilemez” ifadelerini kullanarak Pekin ile planlanan görüşmeyi iptal etti.

Stratejik rekabetin odağında nadir metaller

Savunma, uzay ve enerji teknolojilerinde kullanılan nadir metaller, ABD-Çin rekabetinin merkezinde yer alıyor. Çin bugün dünya nadir toprak elementlerinin yaklaşık yüzde 70’ini üretiyor ve küresel mıknatıs üretiminde de başı çekiyor. ABD ise bu alanda hem üretim hem de işleme kapasitesini yeniden tesis etmeye çalışıyor.