Japonya siyasetinde tarihi bir döneme giriliyor. Cumartesi günü Liberal Demokrat Parti (LDP) liderliğini kazanan Sanae Takaichi, 15 Ekim’de yapılacak oylamanın ardından ülkenin ilk kadın başbakanı olmaya hazırlanıyor.
Takaichi’nin genişlemeci ekonomi ve gevşek para politikası yönündeki açıklamaları, Japonya Merkez Bankası’nın (BOJ) bu ay planlanan faiz artışını erteleme ihtimalini güçlendirdi. Ancak analistler, zayıf yen nedeniyle bu sürecin uzun sürmeyebileceği uyarısında bulunuyor.
Takaichi’den büyüme odaklı ekonomi mesajı
Zaferinin ardından yaptığı açıklamada Takaichi, hükümetin mali ve parasal politikada yönlendirici rol üstleneceğini söyledi. Hedefinin “talebi canlandırmak, ücretleri artırmak ve sürdürülebilir bir büyüme ortamı yaratmak” olduğunu belirtti.
Takaichi, “En iyisi, ücretlerin yükseleceği ve talebin artacağı, bunun da şirket kârlarını destekleyeceği ılımlı bir talep odaklı enflasyon ortamına ulaşmaktır” dedi.
Ekonomistler, bu yaklaşımın BOJ’un 30 Ekim’deki toplantısında faiz artışını ertelemesine yol açabileceğini düşünüyor.
BOJ üzerindeki baskı artıyor
Meiji Yasuda Araştırma Enstitüsü’nden Kazutaka Maeda, “Takaichi faiz artışlarını destekleyen bir lider değil. Bu durum BOJ’un sıkılaştırma adımlarını zorlaştırabilir” ifadelerini kullandı.
Nomura Securities’ten Mari Iwashita ise, “Vali Kazuo Ueda zaten temkinliydi. Takaichi’nin kazanması, BOJ’un bekle-gör moduna geçip faiz artışını gelecek yıla ertelemesine yol açabilir” dedi.
Ancak bazı uzmanlara göre, yüksek enflasyonun kalıcı hale gelmesi BOJ’un politik manevra alanını sınırlıyor. Uzun süredir düşük faiz politikasıyla mücadele eden Japon ekonomisi, artık deflasyon değil artan fiyatlar sorunuyla karşı karşıya.
Reflasyonist politikalar yeniden gündemde
Takaichi, eski başbakan Shinzo Abe’nin Abenomics stratejisini destekleyen bir isim olarak biliniyor. Büyük ölçekli kamu harcamaları ve düşük faiz politikalarıyla ekonomik büyümeyi teşvik etmeyi savunuyor.
Geçtiğimiz yıl yapılan faiz artışını “aceleci” olarak nitelendiren Takaichi, genişlemeci adımların ihracata ve istihdama katkı sağlayacağını savunuyor.
Ancak zayıf yenin ithalat maliyetlerini artırması, gıda ve enerji fiyatlarını yukarı çekerek hanehalkını olumsuz etkiliyor. Bu durum, Takaichi’nin politikalarının kısa vadede enflasyonu artırabileceği yönünde endişelere yol açıyor.
Zayıf yen risk oluşturuyor
Bazı analistler, Takaichi’nin seçilmesinin ardından dolar/yen paritesinin 150 seviyesinin üzerine çıkabileceğini öngörüyor. Bu, geçmişte Japon yetkililerin sözlü müdahalede bulunduğu kritik seviye olarak biliniyor.
Nomura’dan Takahide Kiuchi, “Takaichi para politikasına müdahale edebilir, ancak ABD ekonomisi zayıflamadıkça BOJ’un faiz artırım planlarını tamamen terk edeceğini sanmıyorum” dedi.
ABD ile diplomatik denge önemli olacak
ABD yönetiminin güçlü dolar politikasına karşı Takaichi’nin nasıl bir duruş sergileyeceği de merak konusu. ABD Hazine Bakanı Scott Bessent, geçtiğimiz ay BOJ’un “enflasyonla mücadelede geride kaldığını” söylemişti.
Ayrıca Donald Trump’ın Japonya ziyareti, BOJ’un ekim sonunda gerçekleştireceği toplantı öncesinde yeni para politikası tartışmalarını daha da ısındırabilir.
Takaichi dönemi yeni bir ekonomik sayfa olabilir
Japonya Araştırma Enstitüsü Baş Ekonomisti Tomohisa Ishikawa, “Takaichi’nin Abe döneminden bu yana ekonomik koşullar tamamen değişti. Artık düşük faiz politikasını savunmak daha zor” diyerek sürecin farklı dinamikler taşıyacağını vurguladı.
Ekonomistler, Takaichi’nin liderliğiyle Japonya’nın yeniden büyüme ve fiyat istikrarı arasındaki ince dengeyi yönetmek zorunda kalacağını belirtiyor.