İspanya’da son on yılda geviş getiren hayvan sayısında önemli düşüşler yaşandı. Tarım Bakanlığı verilerine göre 2014-2024 arasında koyun popülasyonu %12,6 azalarak 13,5 milyona, keçiler de aynı oranda azalarak 3,26 milyona geriledi. Sığır sayısında ise yalnızca %3,9’luk sınırlı bir artış görüldü.

Bu düşüş, meralarda ve dağlarda otlayan sürülerin yok olmasına yol açıyor. Uzmanlara göre hayvancılığın azalması, biyokütlenin kontrolsüz artmasına ve orman yangınlarının yayılmasına neden oluyor.

Yaygın hayvancılığın rolü

Yaygın Hayvancılık ve Çobanlık Platformu yöneticisi Joan Alibes, hayvancılığın tek başına çözüm olmadığını ancak orman yangınlarını önlemede ve biyolojik çeşitliliği korumada kilit bir araç olduğunu söylüyor.

Otlayan sürüler, orman tabanındaki örtüyü temizleyerek yangın riskini azaltıyor. Ayrıca karbonu hapsetme, düşük ayak izine sahip gıda üretme ve ekosistemi dengeleme gibi işlevleri bulunuyor.

Karlılık en büyük engel

Çobanlık ve yaygın hayvancılığın terk edilmesinin en önemli nedeni ise kâr marjlarının düşüklüğü. İspanya’daki altı bölgede yapılan bir araştırmada, 255 çiftçinin %78’i en büyük sorunun yüksek maliyetler ve düşük kârlılık olduğunu belirtti.

Bu ekonomik zorluklar, gençlerin mesleğe yönelmemesine yol açarken, kırsal yaşamın sürdürülebilirliğini de tehdit ediyor.

İklim değişikliğiyle bağlantı

Uzman raporları, iklim değişikliğinin hayvancılığı daha da kırılgan hale getirdiğini vurguluyor. Sıcaklık artışı, su kıtlığı, toprak neminin kaybı ve yangınların sıklığındaki artış sektörün karşı karşıya olduğu riskleri büyütüyor.

Entretantos Vakfı tarafından desteklenen stratejik plana göre, yaygın hayvancılık iklim değişikliğine uyum sağlamada ve etkilerini azaltmada “kilit araç” konumunda. Otlatmanın teşvik edilmesi, hem ekosistemlerin korunmasına hem de yangınların önlenmesine katkı sağlıyor.