ABD Başkanı Donald Trump’ın İsrail ve İran arasında tam kapsamlı bir ateşkesin yürürlüğe girdiğini duyurması, bölgesel istikrar adına umut verirken, sahadaki gelişmeler bu açıklamanın gerçekliğini tartışmalı hale getiriyor.

Trump, geçtiğimiz hafta sonu İran’ın yeraltı nükleer tesislerine ABD bombardıman uçaklarının saldırı düzenlediğini ve ardından İran ile İsrail arasında ateşkesin sağlandığını açıkladı. Ancak anlaşmanın içeriği ve sahadaki karşılıklı saldırılar, ateşkesin uygulanabilirliğine dair ciddi kuşkular doğurdu.

İsrail’den teyit yok, İran’dan uyarı var

Trump’ın sosyal medyadan yaptığı “tam ve bütünsel ateşkes” açıklamasının ardından İsrail’den resmi bir teyit gelmedi. Üstelik Salı sabahı erken saatlerde İsrail ordusu, İran’dan ülkeye fırlatılan füzeleri tespit ettiğini bildirdi. Beersheba’ya isabet eden bir füze saldırısında dört kişi hayatını kaybetti.

İranlı yetkililer ise ateşkese prensipte “evet” derken, Dışişleri Bakanı Abbas Arakçi, “İsrail saldırılarına son vermedikçe düşmanlıklar sona ermeyecek” açıklamasını yaptı.

Trump’ın “güç yoluyla barış” stratejisi sınavda

Trump yönetimi, bu ateşkesi dış politika yaklaşımı olan “güç yoluyla barış” doktrininin bir başarısı olarak lanse ediyor. Trump, İsrail’in Tahran’ın nükleer programını büyük ölçüde çökerttiğini savunurken, İran’ın ise askeri ve ekonomik açıdan zayıfladığını iddia etti.

ABD istihbarat kaynakları ise İran’ın nükleer silah geliştirdiğine dair yakın zamanda bir kanıt bulunmadığını vurguluyor. Bu, Trump’ın İsrail’in değerlendirmesine dayanarak aldığı askeri kararların dayanağını sorgulatıyor.
Trump, İran ve İsrail arasında duyurduğu ateşkesle dünya gündemini sarstı; ancak bölgede tansiyon düşmüş değil.

Ateşkesin kırılgan geleceği

Her iki taraf da kamuoyuna farklı mesajlar verirken, uzmanlar ateşkesin uzun ömürlü olamayabileceğini öngörüyor. İsrail’in nükleer ve askeri altyapılara yönelik saldırıları İran’ın üst düzey bilim insanlarını ve komutanlarını hedef aldı. İran ise buna sınırlı füze saldırılarıyla karşılık verdi.

ABD’li eski Orta Doğu müzakerecisi Dennis Ross’a göre, İran’ın ateşkese razı olması mevcut zayıflığını yansıtıyor. Ancak, “balistik füze programı, zenginleştirilmiş uranyum stokları ve nükleer programın geleceği gibi” temel sorunlar hala çözülmeyi bekliyor.

Seçim hesapları ve stratejik risk

Trump’ın bu adımı, yaklaşan seçimler öncesi dış politikada liderlik sergileme çabası olarak da değerlendiriliyor. Hem Demokratların eleştirilerine hem de Cumhuriyetçi tabandaki müdahale karşıtlığına yanıt verme arayışında olan Trump, bu ateşkesi siyasi bir koz haline getirmek istiyor.

Ancak ateşkesin kırılgan yapısı ve süregelen saldırılar, Orta Doğu’da yeniden büyük çaplı bir çatışmanın patlak verme ihtimalini ortadan kaldırmıyor. Trump’ın “dünya barışı” iddiası, şimdilik yalnızca retorik düzeyde kalmış durumda.