Pekin ve Washington arasında yeniden başlama ihtimali bulunan ticaret görüşmeleri, Cuma günü piyasalarda iyimserlik yarattı. Çin Ticaret Bakanlığı’nın açıklamaları ve Apple’ın tarife kaynaklı maliyet uyarısı, yatırımcıları dünya ekonomisinin seyri konusunda yeniden değerlendirmeye yöneltti.

Çin Ticaret Bakanlığı, ABD Başkanı Donald Trump’ın yüzde 145 oranındaki tarifeler konusunda görüşme yapma teklifinin değerlendirildiğini ve Pekin’in diyaloğa açık olduğunu belirtti. Ancak Çin tarafı, müzakerelerin ilerleyebilmesi için Washington'ın "samimi" olması ve tek taraflı tarifeleri iptal etmeye hazır hale gelmesi gerektiğini vurguladı.

Apple uyarısı iyimserliği sınırladı

Küresel piyasalarda oluşan bu olumlu hava, Apple’ın Perşembe günü yaptığı uyarıyla dengelendi. Şirket, tarifelerin Haziran çeyreğinde yaklaşık 900 milyon dolarlık ek maliyete neden olabileceğini açıkladı. Ayrıca, hisse geri alım programını 10 milyar dolar azaltan Apple, yatırımcılar nezdinde temkinli bir tablo çizdi.

Apple CEO’su Tim Cook, ABD’de satılacak cihazların çoğunun artık Çin dışından tedarik edilmesini hedeflediklerini ve bu doğrultuda ürün stoklamaya başladıklarını belirtti. Bu açıklama, ticaret savaşının doğrudan etkilerini somutlaştırarak yatırımcıların dikkatini bir kez daha bu alana yöneltti.

Veriler ve gelişmeler piyasaları şekillendiriyor

Piyasalar, Cuma günü S&P 500 ve Nasdaq vadeli işlemlerinde yaşanan yükselişlerle birlikte pozitif seyretti. Avrupa borsaları ise Shell ve BASF gibi dev şirketlerin bilanço açıklamaları öncesinde güçlü açılışlara hazırlandı.

Mevcut kazanç dönemi, ABD'nin dengesiz ticaret politikalarının maliyetlerini ortaya koyarken, birçok küresel şirketin kâr tahminlerini revize etmesine yol açtı. Buna karşılık, Microsoft ve Meta Platforms gibi şirketlerden gelen güçlü sonuçlar kısmen iyimserliği destekledi.

Japonya’dan dikkat çeken çıkış

Japonya Maliye Bakanı’nın açıklamaları da dikkat çekti. Bakan, ülkesinin 1 trilyon doları aşan ABD Hazine tahvillerini, Washington ile yapılacak olası ticaret görüşmelerinde bir koz olarak kullanabileceğini söyledi. Bu açıklama, Japonya’nın ABD üzerindeki ekonomik etkisini açıkça vurgulayan nadir çıkışlardan biri olarak öne çıktı.