Hindistan’ın, Keşmir bölgesinde yerli turistlere yönelik saldırıdan Pakistan’ı sorumlu tutmasının ardından, iki nükleer komşu arasında gerilim yeniden yükseldi. Yeni Delhi'nin askeri karşılık sinyali vermesi üzerine İslamabad olası bir müdahaleye karşı misilleme tehdidinde bulundu.
Güney Asya'nın bu iki rakibi, 2019’daki hava saldırılarının ardından benzer bir senaryonun yeniden yaşanabileceği endişesini doğuruyor. Uzmanlara göre sınırlı çaplı bir çatışma dahi nükleer caydırıcılığı test edebilir.
2019 sonrası askeri kapasite ciddi oranda arttı
İki ülke de 2019 Pulwama saldırısının ardından askeri kapasitelerini büyük ölçüde geliştirdi. Hindistan, Batı teknolojisine yönelerek Fransız yapımı 36 Rafale savaş uçağını envanterine kattı. Bu uçaklar, görsel menzilin ötesinde hedefleri vurabilen Meteor hava-hava füzeleriyle donatıldı. Aynı dönemde Pakistan, Çin’in en gelişmiş savaş uçaklarından J-10C’leri tedarik etti. Bu jetler de PL-15 füzeleriyle donatılarak önemli bir caydırıcılık sağladı.
Tarafların hava kuvvetlerine yaptığı yatırımlar, geleneksel savaş kapasitesinin ciddi şekilde arttığını gösteriyor. Uzmanlar, her iki ülkenin de bu kez çatışma durumunda daha yüksek operasyonel özgüvenle hareket edeceğini belirtiyor.
Hava savunma sistemleri de güçlendirildi
2019’daki çatışmada açığa çıkan hava savunma eksiklikleri de giderilmeye çalışıldı. Hindistan, Rusya’dan S-400 hava savunma sistemlerini temin ederek kritik bölgelerini güçlendirdi. Pakistan ise Çin yapımı HQ-9 sistemlerini konuşlandırdı. Bu sistemler, düşük ve orta irtifa tehditlerine karşı savunma kabiliyeti sunuyor.
Eski Hint Hava Kuvvetleri Mareşali Anil Golani, "Bazı açılardan 2019’a kıyasla daha avantajlı bir konumdayız. Ancak, tam ölçekli bir savaşı iki taraf da istemiyor," ifadelerini kullanarak askeri kapasite artışının yanıltıcı bir güven yaratabileceğine dikkat çekti.
İnsansız sistemler ve füze kabiliyeti çatışmada belirleyici olabilir
Uzmanlar, olası bir çatışmada pilot riski taşıyan jetler yerine, dronlar ve karadan fırlatılan seyir füzelerinin daha çok kullanılacağını öngörüyor. Hindistan, İsrail'den Heron Mark 2 SİHA’larını aldı ve ABD'den MQ-9B Predator sipariş etti. Pakistan ise Türkiye'den Bayraktar TB2 ve Akıncı tipi taarruzi insansız hava araçları tedarik etti.
Buna ek olarak her iki ülkenin füze cephaneliği de dikkate değer seviyede. Hindistan, BrahMos süpersonik seyir füzesi ve Agni serisi kıtalararası balistik füzelerle geniş bir menzile sahip. Pakistan ise kısa ve orta menzilli füzeleri test ederek savaş hazırlığını kamuoyuna ilan etti.
Çin ve ABD'nin etkisi çatışmayı şekillendirebilir
Hindistan’ın Çin’le olan sınır gerginliği de denklemi karmaşıklaştırıyor. Çin, Pakistan’ın stratejik ortağı ve askeri ekipman sağlayıcısı konumunda. Aynı zamanda Hindistan ile 2022'de sınır hattında tekrar karşı karşıya gelmişti. Bu nedenle Hindistan, Çin sınırına yeterli hava gücü bırakmak zorunda kalabilir.
Uzmanlar, çatışma durumunda Batı teknolojileri ile Çin sistemlerinin sahada karşılaşabileceğini, bunun hem askeri hem jeopolitik sonuçları olacağını söylüyor.
Nükleer caydırıcılığın sınandığı bir senaryo olabilir
Washington merkezli Stimson Center’dan Frank O’Donnell, her iki tarafın da 2019’a kıyasla çatışma ve tırmanma konusunda daha istekli olduğunu belirtti. Ancak net bir iletişim kanalının eksikliği nedeniyle küçük bir olayın büyük çaplı bir tırmanmaya yol açabileceği uyarısında bulundu.
Pakistanlı eski savaş pilotu Kaiser Tufail, "2019’da caydırıcılık sağlayamayan Hindistan bu kez daha sert bir yanıt planlayabilir," diyerek riskin büyüdüğüne dikkat çekti. : Nükleer silahlara sahip ülkelerin çatışması her zaman büyük bir tehlike taşır.