Fransa ve Suudi Arabistan, uzun süredir çözümsüz kalan İsrail-Filistin çatışmasında iki devletli çözüm için yeni bir diplomatik girişime öncülük ediyor. Pazartesi günü Paris’te düzenlenecek zirvede, düzinelerce dünya lideri bir araya gelirken, bazı ülkelerin Filistin devletini resmen tanıması bekleniyor.
Zirve, İsrail’in Gazze’ye kara harekâtını yoğunlaştırdığı, Batı Şeria’da ise yerleşimci şiddetinin arttığı bir dönemde gerçekleştiriliyor. Filistin’in tanınması yönündeki bu girişim, İsrail ve ABD’nin sert tepkisini çekmiş durumda.
İsrail zirveyi boykot ediyor
İsrail'in Birleşmiş Milletler Büyükelçisi Danny Danon, zirveyi "sirk" olarak nitelendirerek, İsrail ve ABD’nin toplantıyı boykot edeceğini açıkladı. Danon, bu girişimin "terörizmi ödüllendirdiğini" savundu.
İsrailli yetkililer ayrıca, Paris’e karşı ikili yaptırımlar ve Batı Şeria’da ilhak hamleleri dâhil olmak üzere çeşitli karşı adımları değerlendiriyor. ABD yönetimi ise Fransa gibi ülkeleri, bu tür adımların sonuçları konusunda açıkça uyardı.
Paris’teki zirveye katılım geniş, ama liderler eksik
Zirve, bu hafta başlayacak olan BM Genel Kurulu öncesinde, Fransa Cumhurbaşkanı Emmanuel Macron’un ev sahipliğinde gerçekleşiyor. Ancak hem Filistin lideri Mahmud Abbas hem de Suudi Veliaht Prensi Muhammed bin Selman toplantıya fiziksel olarak katılmayacak. Abbas’a ABD vize vermediği için katılımı video konferans üzerinden olacak.
Zirvede, Fransa'nın yanı sıra İngiltere, Kanada, Avustralya ve Portekiz gibi ülkelerin de Filistin devletini tanıdığı duyuruldu. Ayrıca pazartesi günü beş ülkenin daha bu yönde adım atması bekleniyor.
Zirveden “New York Deklarasyonu” çıktı
Genel Kurul'da bu ay onaylanan yedi sayfalık bildiride, iki devletli çözüme ulaşmak için "geri döndürülemez, zamanla sınırlı ve somut adımlar" çağrısı yapıldı. Bildiri aynı zamanda Hamas’ı kınarken, ateşkes, rehine takası ve insani yardım konularına öncelik verilmesini istiyor.
Fransa Dışişleri Bakanı Jean-Noel Barrot, bu deklarasyonun soyut bir gelecek vaadi değil, uygulamaya dönük bir yol haritası sunduğunu belirtti.
İki devletli çözüm için umut ve şüphe bir arada
Gazze’de yaşayan bazı Filistinliler, bu adımların simgesel olduğunu ve İsrail üzerindeki baskının hâlâ yetersiz kaldığını düşünüyor. Yerinden edilmiş Filistinli Nabeel Jaber, “Tanıma kararı alsalar bile, kimse İsrail’i buna zorlamayacak” ifadelerini kullandı.
Öte yandan, Batı Şeria’da yaşayan Filistinliler daha umutlu. Muhammed Ebu El Fehim, "Bu, tarihi bir zaferdir" diyerek tanıma adımlarını olumlu karşıladığını söyledi.
İsrail tarafında ise güven eksikliği hâkim
Tel Aviv'de konuşan 25 yaşındaki öğrenci Tamara Raveh, Filistin tarafının geçmişte barış fırsatlarını reddettiğini savunarak, “Beş kez teklif ettik, ama hiçbirini kabul etmediler” dedi.
Savaş bilançosu ağırlaşıyor
İsrail'in verilerine göre, Ekim 2023’te Hamas'ın saldırılarında 1.200 kişi hayatını kaybetti, 251 kişi rehin alındı. Gazze'de ise Filistinli yetkililere göre, İsrail’in saldırılarında çoğu sivil olmak üzere 65.000’den fazla kişi öldü, büyük bir kıtlık ve yerinden edilme krizi yaşanıyor.
Diplomatik baskı artacak mı?
Zirve sonrası bazı ülkelerin diplomatik ilişkileri kademeli olarak güçlendirmesi, reform şartlarına bağlı olacak. Ancak asıl soru, bu tanıma dalgasının sahada somut değişiklik yaratıp yaratmayacağı.
Filistin Dışişleri Bakanı Varsen Aghabekian Shahin, "Dünya artık yüksek sesle bir Filistin devleti kurulması gerektiğini söylüyor. Şimdi harekete geçme zamanı" dedi.