Dünya gazetesi yazarı Prof. Dr. Seyfettin Gürsel, Türkiye Cumhuriyet Merkez Bankası’nın (TCMB) politika faizini yüzde 42,5’ten 46’ya yükseltmesi ve gecelik faiz koridorunu genişletmesini beklenenden daha sert bir adım olarak değerlendirdi. Gürsel, bugünkü köşe yazısında faiz artışının sürpriz etkisine dikkat çekerken, Merkez Bankası’nın enflasyonla mücadeledeki kararlılığını vurguladı.

Döviz satışları ve enflasyon beklentileri kararın arka planını oluşturdu

Yazar, 19 Mart sonrası yaşanan ekonomik ve siyasal gelişmelerin döviz talebinde artışa neden olduğunu hatırlatarak, Merkez Bankası’nın bu süreçte 30 milyar dolarlık döviz satışı yaptığını, bu tutarın günümüzde 50 milyar dolara ulaştığının hesaplandığını belirtti. Gürsel’e göre, enflasyon beklentilerindeki bozulma ve temel mal enflasyonundaki yükseliş eğilimi, TCMB’nin güçlü bir adım atmasına neden oldu.

"Sınavdan tam not aldı"

Önceki yazılarında TCMB’nin faizleri sabit tutmasının dahi zor bir karar olacağını dile getirdiğini aktaran Gürsel, alınan 350 baz puanlık artışı, “TCMB sınavdan tam not aldı” ifadesiyle yorumladı. Merkez Bankası’nın durumu kendi öngörüsünden daha ciddi değerlendirdiğini kaydetti.

PPK açıklamasına dikkat çekti

Gürsel, Para Politikası Kurulu’nun karar metnindeki üç kritik unsura dikkat çekti:

  • Nisan ayında temel mal enflasyonunun artacağı öngörülüyor.

  • İç talep ivme kaybetse de halen yüksek seyrediyor.

  • Enflasyon beklentileri ve fiyatlama davranışları risk oluşturuyor.

Bu çerçevede, dezenflasyon sürecinin güçlü şekilde sürdürülmesi için iç talebin dengelemesi, Türk lirasının reel değer kazanması ve beklentilerin iyileştirilmesinin hedeflendiği ifade edildi.

İç talep ve büyüme dengesi kritik hale geliyor

Gürsel’e göre, TCMB bu kararla iç talebi yüksek faizle dizginlemeyi sürdüreceğini net şekilde ortaya koydu. Ancak bu politikanın büyüme üzerindeki olası etkileri yeni bir tartışma alanı yaratıyor. İhracattaki durağan seyir ve olası düşüşe dikkat çeken yazar, ekonomik büyümenin zora girmesi ihtimalini gündeme getirdi.

İktidarın tepkisi nasıl şekillendi?

Gürsel, faiz kararının ardından medyada oluşan tepkileri de inceledi. İktidara yakın gazetelerin çoğu kararı yorumsuz aktarmayı tercih etti. Ancak Akit ve Yeni Şafak gibi bazı yayın organlarının kararın arkasında “FETÖ” ya da “CHP destekli faiz lobisi” arayışına girdiğini belirtti. Bu yaklaşımın, Cumhurbaşkanı’nın enflasyonla mücadelede geri adım atılmasına sıcak bakmadığını gösterdiğini savundu.

Yol haritası: Enflasyon önceliği sürecek

Sonuç olarak Gürsel, mevcut politika çerçevesinde sıkı para politikasının süreceğini ve temmuz sonrası faiz indirimlerinin yeniden gündeme gelmesinin beklendiğini ifade etti. Ancak ekonomik büyümenin ve istihdamın olası seyri, önümüzdeki dönemde yakından takip edilecek temel göstergeler arasında yer alacak.