Dünya gazetesi yazarı Naki Bakır, bugünkü köşesinde Türkiye ekonomisinin kırılgan yapısı ve enflasyonla mücadele sürecine dair çarpıcı tespitlerde bulundu. Özellikle kurlarda olası yükselişin negatif etkisine karşılık, petrol fiyatlarında gözlenen düşüşlerin sınırlı bir olumlu katkı sunduğuna dikkat çeken Bakır, 2025 yılı için belirlenen enflasyon hedefinin gerçekleşme olasılığının giderek zorlaştığını ifade etti.

Enflasyon hedefi için mucize gerekiyor

Yılın ilk dört ayında TÜFE bazında aylık artışlar ortalama yüzde 3 seviyelerinde seyretti. Ocak ayında yüzde 5,03 olan artış nisan ayında yüzde 3 düzeyinde gerçekleşti. Ancak hedeflenen yüzde 24’lük yıllık enflasyonun yakalanabilmesi için yılın kalan sekiz ayında aylık ortalamanın yüzde 1,13’ü geçmemesi gerekiyor.

Bakır’a göre bu oran, mevcut ekonomik görünümde mucizevi bir iyileşme olmadığı sürece oldukça düşük bir olasılık. Hedefin üst sınırı olan yüzde 29’un aşılmaması için ise aylık artışların yüzde 1,63’te kalması şart.

Kur geçişkenliği maliyet enflasyonunu tetikliyor

Son aylarda artan iç ve dış siyasi ve ekonomik kırılganlıklar, döviz talebini tetiklerken Merkez Bankası’nın kur baskılamak için yaptığı yüklü döviz satışları rezervleri kritik seviyelere getirdi. Özellikle mart ayından itibaren hızlanan siyasi gerilim ve küresel ticaret savaşlarının etkisiyle kurların yukarı yönlü hareket etme ihtimali güçleniyor.

Kur geçişkenliği etkisiyle bu durumun manşet enflasyona doğrudan yansıması bekleniyor. Bakır, bu senaryoda maliyet kaynaklı enflasyon baskısının yeniden belirginleşeceğine dikkat çekiyor.

Petrol fiyatlarındaki düşüş tek olumlu etken

Enflasyon görünümüne dair tek olumlu gelişme ise uluslararası petrol fiyatlarındaki sert düşüşler. OPEC+ grubunun beklenenden yüksek üretim artış kararı sonrası Brent petrol 60 doların altını gördü. Suudi Arabistan ve Rusya’nın da aralarında bulunduğu büyük üreticilerin arz artışı, Türkiye gibi enerji ithalatçısı ülkeler için olumlu bir etki yaratıyor.

Petroldeki düşüş, ithalat faturasını düşüreceği gibi, akaryakıt başta olmak üzere mal ve hizmet fiyatlarında artışların sınırlandırılmasına da katkı sağlayacak. Ancak bu pozitif etkinin, kur kaynaklı maliyet baskılarına karşı yeterli denge oluşturup oluşturamayacağı belirsizliğini koruyor.

Talep baskılanıyor, enflasyon kararsız seyirde

Merkez Bankası’nın faiz artırımları sonrası tüketici ve ticari kredilerde yaşanan faiz yükselişleri, iç talebi sınırlama yönünde etki gösteriyor. Buna rağmen, mevcut iç kırılganlıklar ve dış kaynaklı şokların birleşimiyle enflasyon üzerinde baskı devam ediyor.

Önümüzdeki aylarda petrol fiyatlarındaki düşüşün süreceği, ancak döviz kurlarındaki olası yükselişin enflasyon üzerinde daha belirleyici olacağı öngörülüyor. Haziran ayı itibarıyla yıllık enflasyonda yeniden yükseliş başlayabilir.