2025 yılı Ağustos ayında merkezi yönetim bütçesi, piyasa beklentilerinin aksine fazla verdi. Hazine ve Maliye Bakanlığı’nın açıkladığı verilere göre, bütçe 1 trilyon 288,1 milyar TL gelir ve 1 trilyon 191,4 milyar TL gider ile 96,7 milyar TL fazla verdi.
Bu gelişmeyle birlikte, 2024 yılının aynı ayında verilen 129,6 milyar TL’lik bütçe açığından bütçe fazlasına geçilmiş oldu.
Faiz dışı fazla dikkat çekti
Aynı dönemde faiz dışı giderler 1 trilyon 11,6 milyar TL olurken, faiz dışı fazla da 276,4 milyar TL ile güçlü bir performans sergiledi. Geçen yıl aynı ayda 32,5 milyar TL faiz dışı açık verilmişti.
Bu rakamlar, kamu maliyesi açısından önemli bir iyileşmeye işaret ediyor.
Giderlerde yüzde 45 artış
Ağustos ayında toplam bütçe giderleri geçen yılın aynı ayına göre yüzde 45,2 oranında artarak 1 trilyon 191,4 milyar TL seviyesine çıktı. Giderlerin 179,7 milyar TL’sini faiz harcamaları, kalan 1 trilyon 11,6 milyar TL’sini ise faiz dışı harcamalar oluşturdu.
Faiz hariç giderlerdeki yıllık artış ise yüzde 39,9 oldu.
Vergi gelirlerinde yüzde 99 artış
Bütçedeki fazla, ağırlıklı olarak vergi gelirlerindeki sert artıştan kaynaklandı.
2025 yılı Ağustos ayında vergi gelirleri, geçen yılın aynı ayına göre yüzde 99,5 artışla 1 trilyon 150,4 milyar TL'ye ulaştı. Genel bütçe vergi dışı gelirleri ise 113,4 milyar TL oldu.
Toplam gelirler geçen yılın ağustos ayına göre yüzde 86,5 oranında artarak 1 trilyon 288,1 milyar TL’ye ulaştı. Vergi gelirlerinin bütçe tahminine göre gerçekleşme oranı ise yüzde 10,3 oldu.
Gider ve gelir oranlarında artış var
-
Bütçe giderlerinin, 2025 için öngörülen toplam 14,73 trilyon TL’lik ödeneğe oranı ağustos itibarıyla yüzde 8,1 olarak gerçekleşti.
-
Bu oran, 2024 yılında yüzde 7,4 seviyesindeydi.
-
Gelir tarafında ise bütçe gerçekleşme oranı yüzde 10,1 ile geçen yılki yüzde 8,2'nin üzerine çıktı.
Değerlendirme: Mali disiplin sinyali
Ağustos ayı verileri, özellikle vergi gelirlerindeki sıçrama ve kontrol altına alınan harcama temposuyla birlikte bütçe disiplininde olumlu sinyaller veriyor. Faiz dışı fazladaki güçlü artış da ekonomik programın mali ayağı açısından destekleyici bir gelişme olarak yorumlanıyor.





