Dünya gazetesi yazarı Prof. Dr. İbrahim Ünalmış, Türkiye Cumhuriyet Merkez Bankası’nın (TCMB) son faiz adımlarını değerlendirdiği köşe yazısında, para politikasında yön değişimine dikkat çekti. Ünalmış, haftalık repo faizinin %42,5’ten %46’ya çıkarılmasının ardından TCMB’nin piyasaya verdiği fonlamada ağırlıklı ortalamanın %48 seviyesinde oluştuğunu ve bunun, dolaylı bir faiz artışı anlamına geldiğini ifade etti.

Merkez, faiz koridorunu yeniden aktif kullanıyor

Yazar, TCMB’nin faiz koridorunu yeniden aktif bir politika aracı olarak devreye aldığını belirtti. Bu yaklaşımın daha önce 2008 küresel krizi sonrasında da kullanıldığını hatırlatan Ünalmış, özellikle ticari kredi faizlerinin, faiz koridorunun üst bandı olan gecelik borç verme faizine duyarlı olduğunu vurguladı. Bankaların belirsiz ortamda en yüksek borçlanma maliyetini referans aldığını söyleyen Ünalmış, “Bu durum, kredi faizlerini politika faizinin çok daha üzerine taşıyor” ifadelerini kullandı.

Ticari kredi faizleri %60’ı aştı

Merkez Bankası'nın son adımları sonrasında ticari kredi faizlerinin belirgin şekilde yükseldiğini belirten Ünalmış, Mart ortasında %55 olan ticari kredi faizlerinin Nisan ortasında %60,5 seviyesine çıktığını kaydetti. Ek maliyetlerin dahil edilmesiyle bu oranların daha da yüksek gerçekleştiğini belirten yazara göre, politika faizinden ziyade gecelik borçlanma faizi artık kredi maliyetlerini şekillendiriyor.

Ekonomik aktivite yavaşlıyor

Ünalmış’ın yazısında yer verdiği öncü göstergeler, ekonomik aktivitenin yavaşladığına işaret ediyor. Şubat ayı sanayi üretimi verileri aylık ve yıllık bazda daralma gösterirken, Mart ayında açıklanan İSO PMI verisi 47,3 ile eşik değer olan 50’nin altında kaldı. Nisan ayı kapasite kullanım oranı ise %74,6’ya gerileyerek son bir yılın en düşük seviyesine indi. Reel sektör güven endeksi de son yedi ayın en düşük seviyesinde.

Tüketici güveni düşüşte, harcama eğilimi değişti

TCMB ve TÜİK tarafından açıklanan tüketici güven endeksi de son sekiz ayda ilk kez geriledi ve 85,9’dan 83,9 seviyesine düştü. Ünalmış’a göre bu düşüş, hem iç siyasi tansiyonun yükselmesi hem de küresel belirsizliklerin artmasından kaynaklanıyor. Tüketim tarafında kredi kartı harcamaları artmaya devam etse de, tüketiciler artık elektronik, giyim ve mobilya gibi isteğe bağlı kalemlerden çok, market, sağlık, yemek ve vergi ödemesi gibi zorunlu harcamalara yönelmiş durumda.

Rezerv hedefi ile üretim dengesi arasında hassas denge

Yazıda son olarak, ekonomi yönetiminin önceliğinin döviz rezervlerini korumak ve yeniden biriktirmek olduğuna dikkat çekiliyor. Ancak Türk Lirası'nı cazip hale getirme çabasının, üretim tarafında dengeleri bozma riski taşıdığı uyarısı yapılıyor. Ünalmış’a göre bu dengenin korunabilmesi, iç siyasi tansiyonun düşürülmesine bağlı olabilir.