Dünyanın en küçük ülkesi Vatikan, düşen bağışlar ve atıl durumdaki gayrimenkuller nedeniyle ciddi bir mali darboğaz yaşıyor. Şehir devleti, Katolik Kilisesi'nin merkezi hükümetini döndürmekte zorlanırken, Papa XIV. Leo yeni kaynak bulmakta güçlük çekiyor.
Vergi almayan ve tahvil çıkarmayan Vatikan, gelirlerini Katolik bağışları, müze bilet satışları, yatırımlar ve gayrimenkullerden sağlamaya çalışıyor. Ancak özellikle Peter’s Pence gibi geleneksel bağış kalemleri son yıllarda düşüşte.
Peter’s Pence katkıları hızla geriliyor
Vatikan’a yapılan bireysel ve kurumsal bağışların önemli bir bölümü ABD’den geliyor. 2021-2023 arasında, ABD Katolikleri Peter’s Pence’e yılda ortalama 27 milyon dolar bağış yaptı. Bu rakam, dünya genelindeki toplamın yarısından fazlasını oluşturdu.
Ancak bu cömertlik, bağışların uzun vadeli düşüşünü durdurmaya yetmedi. 2006’da 101 milyon dolar olan Peter’s Pence katkısı, 2020’de pandemiyle birlikte 47 milyon dolara düştü. Skandallar ve bütçe açıklarını finanse etmek için toplanan paraların kullanımı konusundaki şeffaflık eksikliği, güven kaybını artırdı.
Vatikan yetkilileri, 2023’te küçük bir toparlanma yaşandığını belirtse de uzun vadeli bir büyüme için yeni bağışçı profillerine ulaşmak gerektiğini kabul ediyor.
Kendi kurumları bile katkı sunmuyor
Bir dönem papa bütçesine yıllık 55 milyon avro bağışlayan Vatikan bankası, 2023'te bu katkıyı sıfırladı. Benzer şekilde şehir devletinin valiliği de daha düşük bağışlar yaptı. Bu durum, Vatikan içerisindeki bazı isimlerin “önce biz ne kadar katkı sunuyoruz?” sorusunu sormasına yol açtı.
ABD Katolik Üniversitesi’nden Rahip Robert Gahl, Vatikan’ın bireyleri yatırımcı gibi görmesi gerektiğini söylüyor: “Bağış istemek yerine, insanlara bir vizyona katkıda bulunduklarını hissettirmek önemli.”
Atıl gayrimenkuller gelir getirmiyor
Vatikan, İtalya'da 4.249, Avrupa'nın farklı şehirlerinde ise 1.200 taşınmaza sahip. Ancak bu mülklerin yalnızca %20’si piyasa koşullarında kiraya veriliyor. Büyük çoğunluğu ya kilise ofislerine ya da çalışanlara düşük kira ile tahsis edilmiş durumda. 2023’te tüm mülklerin toplam getirisi yalnızca 35 milyon avro olarak kaydedildi.
ABD merkezli Papalık Vakfı Başkanı Ward Fitzgerald, bu mülklerin bir bölümünün elden çıkarılması gerektiğini savunuyor. Tokyo’daki büyükelçilik arazisinin satışı bu yönde atılmış nadir adımlardan biri oldu.
Ancak Vatikan içinde bu yaklaşım hala tartışmalı. Örneğin 2021’de Roma’daki Katolik hastanesi Fatebenefratelli’nin satışından vazgeçilmesi, gelirden çok geleneğin korunduğu bir anlayışın sürdüğünü gösteriyor.
Sürdürülebilir çözüm arayışı sürüyor
Uzmanlar, Vatikan’ın uzun vadeli mali sürdürülebilirlik için sadece bağış ve müze gelirlerine bel bağlamaması gerektiğini belirtiyor. Şeffaflık, profesyonel yatırım stratejileri ve kurumsal küçülme bu süreçte anahtar rol oynayabilir.
Papa’nın başlattığı reform girişimlerine rağmen, Vatikan’ın ekonomik yapısında dönüşüm henüz başlatılmış değil. Finansal baskılar ise her geçen yıl biraz daha artıyor.