Avrupa genelinde doğa ve tarım alanları büyük bir hızla küçülürken, en büyük kayıp Türkiye’de yaşandı. Son beş yılda Avrupa kıtasında toplam 9 bin kilometrekarelik alan yapılaşmaya kurban giderken, bu kaybın 1860 kilometrekarelik kısmı tek başına Türkiye’de gerçekleşti. Bu oran, Avrupa'daki toplam kaybın beşte birinden fazlası demek.
“Green to Grey” başlığıyla yayımlanan sınır ötesi araştırma, uydu görüntüleri, yapay zeka destekli analiz ve saha doğrulamalarını birleştirerek, 2018–2023 arasında Avrupa çapında doğa ve tarım alanlarının nasıl gri alanlara dönüştüğünü ortaya koydu. Araştırmanın en çarpıcı bulgusu ise, Türkiye’nin yeşil alan kaybında Avrupa lideri olması.
Araştırmanın ortakları kimler?
Çalışma, Arena for Journalism in Europe (Arena) koordinasyonunda, Norveç Doğa Araştırma Enstitüsü (NINA) ve aralarında The Guardian, Le Monde, Die Zeit, Gazeta Wyborcza, Reporters United ve Türkiye’den The Black Sea gibi 11 medya kuruluşunun bulunduğu toplam 41 kişilik bir gazeteci ve bilim insanı ekibi tarafından yürütüldü.
Araştırma, Avrupa genelinde 30 ülkeyi kapsayarak kıtanın %96’lık alanında değişimi inceledi.
Türkiye’de kaybın arkasında ne var?
Türkiye’deki 1860 km²’lik yeşil alan kaybının temelinde kıyı turizmi yatırımları, kontrolsüz konut ve yol projeleri ile tarım alanlarının parçalanması yatıyor. İzmir’deki Çaltılıdere Sulak Alanı bu durumun sembol örneklerinden biri.
Resmi olarak sulak alan statüsüne sahip bu ekosistem, 2017’de koruma kapsamından çıkarıldı. Yerine lüks yatlara hizmet edecek bir marina yapılması için 1 km²’den fazla beton döküldü. Projenin geliştiricisi YATEK, yasal süreçlerin tamamlandığını ve çevresel etkilerin değerlendirildiğini açıklasa da uzmanlara göre biyoçeşitlilik ve karbon tutumu açısından geri dönüşü olmayan bir zarar oluştu.
Yeşil alanlar nasıl griye döndü?
Araştırma, Avrupa genelinde yılda ortalama 1500 km² alanın kalıcı şekilde yapılaşmaya açıldığını ortaya koydu. Bu alanların %60’ı doğal ekosistemlerden, %40’ı ise tarım arazilerinden oluşuyor. Haftalık bazda bu, yaklaşık 30 km² alan demek.
Yalnızca kamu ihtiyaçları değil; lüks konut projeleri, özel sanayi alanları ve yüksek gelir gruplarına hitap eden yatırımlar da bu kayıpta büyük rol oynuyor.
Avrupa’dan dikkat çeken örnekler
-
Portekiz’deki CostaTerra Golf and Ocean Club projesi, koruma altındaki kumulları yok ederek 75 hektarlık bir golf sahası inşa etti. Sahanın yeşil kalması için günde 800 bin litre su kullanılacağı belirtiliyor.
-
Yunanistan’ın Vermio Dağları’nda, yaban doğa statüsündeki alanlara rüzgar türbinleri yerleştirildi.
-
Almanya’da Berlin yakınlarındaki Tesla fabrikası için yarım milyon ağaç kesildi.
Bu örnekler, ekonomik gerekçelerle doğanın nasıl hızla geri plana itildiğini gösteriyor.
Yöntem farkı: Küçük parçalar büyük tabloyu oluşturuyor
“Green to Grey” araştırması, 50 bin metrekareden küçük alanları da kapsayarak Avrupa Çevre Ajansı (EEA) verilerine göre %50 daha yüksek bir kayıp ortaya koydu. Yani tarla kenarı, park parçası, bağlantı yolu gibi küçük müdahaleler de sayıldığında tablo daha çarpıcı hale geliyor.
Uzmanlar bu durumu “yavaş ilerleyen ama biriken bir kriz” olarak tanımlıyor. Bugün görünmeyen küçük kayıplar, yarın iklim krizi, gıda güvenliği ve sağlık sorunlarına dönüşüyor.
Uzmanlardan uyarılar art arda geliyor
Leeds Üniversitesi’nden Prof. Steve Carver, doğa kaybının biyoçeşitlilikteki düşüş ve tarım arazilerinin yok olmasıyla doğrudan bağlantılı olduğunu söylüyor. Avrupa Parlamentosu’ndan Lena Schilling ise doğanın “harcanabilir bir kaynak” gibi görülmesinin kıtanın sadece çevresel değil, sosyal sürdürülebilirliğini de tehdit ettiğini vurguluyor:
“Avrupa kelimenin tam anlamıyla geleceğini betona gömüyor.”
Türkiye alarm veriyor
Araştırmanın sunduğu bulgular, Avrupa genelinde doğa kaybının ciddi boyutlara ulaştığını gösterse de, en sert tablo Türkiye’ye ait. 5 yılda Kıbrıs adası büyüklüğünde bir alanın yok oluşunda tek başına %20’yi aşan paya sahip olmak, iklim, gıda ve çevre politikaları açısından Türkiye için açık bir alarm niteliği taşıyor.