Dünya gazetesi yazarı Ömer Gencal, bugünkü köşe yazısında Türkiye’de bireylerin tasarruf tercihlerinde dikkat çekici bir değişim yaşandığını belirtti. Gencal, bireysel döviz mevduatlarının yaklaşık yüzde 43’ünün altın cinsinden tutulduğunu ve bu eğilimin Merkez Bankası’nın para politikalarına duyulan güvenin azaldığının göstergesi olduğunu ifade etti.
Yastık altındaki altın ekonominin görünmeyen rezervi haline geldi
Gencal, Merkez Bankası ve ekonomistlerin hesaplamalarına göre yastık altında yaklaşık 311 milyar dolar değerinde altın bulunduğunu, Merkez Bankası Başkanı Fatih Karahan’ın bu miktarı 500 milyar dolar olarak telaffuz ettiğini hatırlattı. Gencal, bu devasa birikimin enflasyonla mücadelenin önündeki en büyük engellerden biri haline geldiğini yazdı.
Güven–performans matrisiyle para politikasına bakış
Yazısında “Güven–Performans Matrisi” kavramını para politikasıyla ilişkilendiren Gencal, toplumun güveninin Merkez Bankası için görünmeyen bir sermaye olduğunu belirtti. “Toplum, Merkez Bankası’nın enflasyon hedeflerine inanıyorsa, faiz kararları istikrar sinyali haline gelir. Güven yoksa faiz artışı bile çaresizlik olarak algılanır” ifadelerine yer verdi.
Gencal, rezerv artışı ve kur istikrarı gibi kısa vadeli başarıların, güven eksikliğini telafi etmekte yetersiz kaldığını vurguladı. Tasarruf sahiplerinin altına yönelmesinin “para politikasının düşük güven–düşük performans bölgesinde yer aldığının” bir işareti olduğunu dile getirdi.
Altın, sistemdeki güven açığını telafi ediyor
Gencal’a göre altına yönelim yalnızca bir yatırım tercihi değil, aynı zamanda kurumsal bir ikame işlevi taşıyor. Vatandaşın, sistemde eksik gördüğü güveni bireysel tercihiyle tamamlamaya çalıştığını belirten Gencal, “Vatandaş, ‘ben veriye değil, kendi deneyimime bakarım’ diyor” ifadesini kullandı.
Süreç odaklı enflasyon mücadelesi çağrısı
Yazar, Merkez Bankası’nın sadece sonuçlara odaklanmak yerine sürece odaklanması gerektiğini savundu. Minecraft oyunundan örnek vererek “kısa vadeli başarıların uzun vadeli güveni aşındırabileceğini” belirten Gencal, düşük enflasyonun ancak bir kültür haline getirildiğinde kalıcı olabileceğini yazdı.
Bu kapsamda para politikasında kurumsal bağımsızlık, tutarlılık, güçlü iletişim, empati ve mali disiplinin temel ilkeler olarak benimsenmesi gerektiğini vurguladı.
Toplumun altına yönelimi bir uyarı niteliğinde
Gencal, Merkez Bankası’nın yetkinliğinin tartışma konusu olmadığını ancak toplumun altına yönelmesinin ekonomik olduğu kadar psikolojik bir mesaj taşıdığını belirtti. “Vatandaş aslında ‘paramı değil, güvenimi koruyorum’ diyor. Yüksek güven tesis edilmeden yüksek performans kalıcı olamaz” ifadelerine yer verdi.