ABD Başkanı Donald Trump’ın son Ortadoğu ziyareti, İsrail’in bölgedeki konumuna dair soru işaretlerini artırdı. Washington’un diplomatik önceliklerini Katar ve Körfez ülkelerine kaydırması, Tel Aviv’de endişeyle karşılandı. İsrail, Trump’ın bölge ziyaretinde dışarıda bırakılmasıyla birlikte kamuoyunda “geride kalma” algısıyla karşı karşıya.
İsrail, ziyaret öncesinde İran’la yapılan temaslar ve Yemen’deki Husilere yönelik saldırıların durdurulması kararları nedeniyle zaten tedirgindi. Trump’ın Riyad’da yaptığı açıklamalar ve İsrail’in katılmadığı ateşkes görüşmeleri, iki ülke arasındaki geleneksel stratejik uyumu zayıflatabileceğine dair sinyaller verdi.
Trump, Körfez öncelikli politikaya yöneliyor
İsrailli yetkililer, ABD'nin Katar’la Hamas konusunda yürüttüğü temaslarda dışarıda bırakılmasına sessiz kalmayı tercih etti. Trump yönetiminin, özellikle ticaret ve yatırımı önceleyen yaklaşımı, İsrail’in güvenlik odaklı beklentileriyle örtüşmüyor.
Atlantic Council'dan Jonathan Panikoff’a göre, yaşanan gelişmeler ABD ve İsrail’in artık farklı önceliklerle hareket ettiğini gösteriyor. “Trump anlaşmalara ve ticarete odaklanıyor, güvenlik konularında ise esneklik gösteriyor,” diyen Panikoff, İsrail’in ayrıcalıklı pozisyonunun sarsıldığını vurguluyor.
İsrail kamuoyu ve hükümet sessiz ama tedirgin
İsrail medyasında, ülkenin süregelen Gazze savaşı ve uluslararası baskılar nedeniyle diplomatik yalnızlık yaşadığı değerlendirmeleri öne çıkıyor. Sağcı gazeteler bile Trump’a mesafeli bir tutum alırken, Başbakan Binyamin Netanyahu yalnızca rehine Aidan Alexander’ın serbest bırakılması için teşekkür etmekle yetindi.
Trump’ın “İsrail’in bölge ülkeleriyle ilişkiler kurması iyi olur” sözleri, İsrail’de fazla yankı bulmazken, ABD yetkilileri, İsrail’in İran’a saldırı planlarına destek vermemeye devam ediyor.
ABD ile İsrail arasında 'görünmez' gerilim
ABD, Gazze’deki rehinelerin serbest kalması ve bölgesel güvenliğin sağlanması için İsrail ile çalışmayı sürdüreceğini açıklasa da, özel görüşmelerde Netanyahu’ya yönelik hayal kırıklıkları dile getiriliyor. İsrail’in savaş hedeflerine sadık kalma ısrarı, Biden döneminde olduğu gibi Trump döneminde de Washington’ın öncelikleriyle çelişiyor.
Netanyahu’nun, ABD’nin koordinasyonuyla yürütülen ateşkes çabalarına rağmen operasyonlarını sürdürmesi, diplomatik bağları daha da zorluyor. İç politikada baskı altında olan Netanyahu, radikal ortaklarını yatıştırmak için çatışmayı tırmandırmaya devam ediyor.