Altın fiyatları geçtiğimiz hafta küresel piyasalarda tarihi bir seviyeye yükseldi. Yılbaşından bu yana dolar bazında yüzde 35 artan değerli metal, ons başına 3600 dolara yaklaştı. Küresel ekonomide artan belirsizlikler ve Fed’in faiz indirimi beklentileri yatırımcıları güvenli limanlara yönlendiriyor.
Altına olan talep neden artıyor
Chicago Fed’in araştırmasına göre yatırımcılar, altını ekonomik zorluklara karşı bir kalkan olarak görüyor. Wells Fargo Yatırım Enstitüsü’nden Sameer Samana, düşük faiz ortamı, artan jeopolitik riskler ve belirsiz ekonomik görünümün altının yükselişini desteklediğini vurguladı. Uzmanlara göre, merkez bankalarının devam eden altın alımları da bu trendi güçlendiriyor.
Altına yatırım yapmanın yolları
Altına yatırım doğrudan fiziki alımla yapılabildiği gibi, borsa yatırım fonları (ETF) aracılığıyla da gerçekleştirilebiliyor. Ritholtz danışmanı Blair duQuesnay, fiziki altının yüksek işlem maliyetleri ve saklama zorlukları nedeniyle yatırımcılar için daha az verimli olduğunu belirtiyor. ETF’ler ise altına yatırım yapmanın en likit, en düşük maliyetli ve verimli yolu olarak öne çıkıyor.
ETF.com verilerine göre, SPDR Altın Hisseleri (GLD) ve iShares Altın Tröstü (IAU) en büyük iki altın ETF’si konumunda. Samana ise altın madenciliği şirketlerinin hisselerinin doğrudan altın fiyatına bağlı olmadığını, bu nedenle kriz dönemlerinde koruma sağlamada daha zayıf kaldığını ifade ediyor.
Portföylerde altının yeri
Altının rekor rallisine rağmen uzmanlar, yatırım portföylerinde altına yüzde 3’ten fazla yer verilmemesi gerektiğini savunuyor. DuQuesnay ise yönettiği portföylerde altına hiç yer vermediğini ve altının temel göstergelerle değerlendirilebilmesinin zor olduğunu dile getiriyor.
Altının bu yükselişi yatırımcılar için cazip görünse de uzmanlar dengeli portföy oluşturmanın önemine dikkat çekiyor. Özellikle ETF’ler aracılığıyla yapılan yatırımların riskleri daha iyi yönetmeye yardımcı olabileceği belirtiliyor.