EMLAK

Konutta arz krizi büyüyor! Yapı ruhsatları yüzde 18,7 geriledi

TÜİK'in 2025 ilk çeyrek yapı ruhsatı verilerine göre konut üretimi hızla düşüyor. Prof. Dr. Ali Hepşen'e göre arz krizi yapısal hale geldi, kira ve enflasyon baskısı artıyor.

Abone Ol

TÜİK’in 2025 yılı 1. çeyrek yapı ruhsatı verileri, konut sektöründe derinleşen arz krizini bir kez daha gözler önüne serdi. Belediyeler tarafından verilen yapı ruhsatı sayısı, geçen yılın aynı dönemine göre yüzde 18,7 azaldı. Bu düşüş, geçtiğimiz yıl başlayan yavaşlamanın daha da hızlandığını ortaya koyuyor.

Dünya gazetesi yazarı Prof. Dr. Ali Hepşen, bu verilerin sadece geçici bir durumu değil, konutta arz yönlü yapısal bir kırılmayı temsil ettiğini vurguladı. Hepşen’e göre konut üretimindeki bu yavaşlama, fiyat istikrarı ve sosyal refah açısından da ciddi tehditler barındırıyor.

Satış rakamları aldatıcı olabilir

Hepşen’in dikkat çektiği bir diğer nokta ise kamuoyundaki yanıltıcı algı. Konut satış verilerinin hâlâ yüksek görünmesine rağmen bu istatistiklerin büyük ölçüde geçmiş dönem işlemlerine dayandığını belirten Hepşen, “2021–2023’te satılan birçok konutun tapu devri 2024'te yapıldı. Gerçek tabloyu ruhsat verileri gösteriyor” dedi.

Yapı ruhsatları ise doğrudan üretim niyetini ve yatırım kararlarını yansıttığı için sektörel analizlerde temel bir gösterge kabul ediliyor. Bu çerçevede 2025’in ilk çeyreğindeki ruhsat düşüşü, konut üretiminde sert bir frene basıldığını net şekilde ortaya koyuyor.

TCMB raporu: Kira artışının ardında arz yetersizliği var

22 Mayıs 2025 tarihli Türkiye Cumhuriyet Merkez Bankası (TCMB) Enflasyon Raporu da Hepşen’in değerlendirmelerini destekler nitelikte. Raporda, kira enflasyonundaki ataletin temel nedeninin arz yetersizliği olduğu vurgulanıyor. Özellikle deprem ve kentsel dönüşüm süreçlerinin üretim süresini uzattığı ve kira kalemini daha da baskıladığı ifade ediliyor.

Bu atalet, kira fiyatlarının kısa vadede düşmeyeceğini gösteriyor. Talebi kısmaya yönelik politikaların etkisiz kaldığını söyleyen Prof. Dr. Hepşen, konut üretimi olmadan barınma sorununu çözmenin ve enflasyonla mücadele etmenin mümkün olmadığını belirtiyor.

İstanbul’un konut ihtiyacı yılda 122 bin

KONUTDER’in PwC Türkiye’ye hazırlattığı ve Nisan 2025’te yayımlanan "İstanbul’un Gelecek 10 Yıllık Konut Stratejisi Raporu" da bu tabloyu sayısal verilerle destekliyor. Rapora göre İstanbul’un yıllık konut ihtiyacı 122 bin seviyesinde. Ancak ruhsat sayıları bu ihtiyacın çok altında kalıyor.

Ayrıca hane halkı büyüklüğündeki küçülme, tek kişilik yaşamların artması, geçici göç hareketleri ve öğrenci–turizm kaynaklı talepler gibi nedenlerle ihtiyaç duyulan konut sayısı daha da yükseliyor. Sadece İstanbul değil, benzer demografik dönüşümlerin yaşandığı büyükşehirler için de tablo kritik.

Yeni çözümler kaçınılmaz

Prof. Dr. Hepşen, mevcut üretim hızıyla arz açığının kapatılamayacağını vurgularken, klasik konut politikalarının ötesine geçilmesi gerektiğini savunuyor. “Vergi politikaları, alternatif finansman modelleri ve yeni mülkiyet yapıları gibi adımları masaya yatırmamız şart” diyen Hepşen, mevcut durumda yalnızca talebi kısmaya yönelik stratejilerin sorunu daha da derinleştirdiğini belirtiyor.

Konut üretimi, yalnızca bugünün değil, geleceğin refahı açısından da hayati önem taşıyor. Ancak uzun vadeli ve çok aşamalı bir süreç olması nedeniyle, bugünden atılacak adımların etkisi de ancak önümüzdeki yıllarda görülecek. Bu nedenle acil eylem planları kadar sürdürülebilir ve yapısal çözümler de gerekli.