Kara para aklama ve terörizmin finansmanı ile mücadele eden Mali Eylem Görev Gücü’nün (FATF) önümüzdeki dönemde Türkiye’ye gerçekleştireceği 5’inci tur değerlendirme ziyareti yaklaşırken, ekonomi yönetimi ve güvenlik birimlerinin finansal suçlarla mücadeleye yönelik denetimlerini belirgin biçimde artırdığı görülüyor. Geçtiğimiz yıl gri listeden çıkan Türkiye’nin bu süreçten sonra attığı adımlar, FATF ekibinin masasında yer alacak en kritik başlıkları oluşturuyor. Ziyaret kapsamında kolluk kuvvetleri, mali istihbarat birimleri ve özel sektör temsilcileriyle doğrudan görüşmeler yapılacak.

Ücretli çalışan sayısı eylülde 16,1 milyona yükseldi
Ücretli çalışan sayısı eylülde 16,1 milyona yükseldi
İçeriği Görüntüle

İnceleme hazırlıklarının yoğunlaştığı bu dönemde özellikle borsa manipülasyonları, sanal kumar ağları ve kripto para temelli para aklama faaliyetlerine yönelik operasyonlar dikkat çekiyor. Maliye Bakanı Mehmet Şimşek’in koordinasyonunda, Hazine yetkilileri, SPK, MASAK ve İstanbul Cumhuriyet Başsavcılığı’nın eşgüdüm içinde yürüttüğü adımların ortak hedefi, finansal suç zincirlerini hızlı biçimde etkisiz hale getirmek. Bu çerçevede yürütülen operasyonlar, piyasada uzun süredir varlığı bilinen bazı ağların çözülmesini sağlarken, manipülasyon faaliyetleriyle ilişkilendirilen kişi ve fonların risk algısını da belirgin şekilde artırdı.

Manipülatörlerin rotası değişti

Son dönemde borsada manipülasyon yaptığı iddia edilen bazı isimlerin bir şafak operasyonuyla gözaltına alınma ihtimali nedeniyle yurt dışına yöneldiği belirtiliyor. Daha önce Londra ve Zürih hattında sık görülen bu kişilerin son dönemde Dubai’ye geçiş yaptığı ifade ediliyor. Bu değişimin temelinde hem denetim baskısının artması hem de bazı fon akışlarının Dubai üzerinden gerçekleştirilmiş olmasının yer aldığı iddia ediliyor. Manipülasyon faaliyetlerine konu edilen fonların bir bölümünün de yine Dubai kaynaklı kara para hareketleriyle ilişkilendirildiği öne sürülüyor. Bu nedenle söz konusu şahısların yalnızca geçici olarak bulunmadığı, daha uzun süre kalabilmek için bölgeden gayrimenkul yatırımı gerçekleştirdiği aktarılıyor.

Dubai’nin özellikle gayrimenkul yatırımlarına sağladığı kolaylıklar ve yatırımcı programları, bu yönelimin temel nedenleri arasında gösteriliyor. Denetimlerin sıkı olduğu Avrupa ülkelerine kıyasla daha esnek bir yapının bulunması, finansal suçlarla bağlantılı isimlerin bölgeyi bir tür “güvenli liman” olarak görmesine yol açmış durumda. Bazı değerlendirmelerde, ekonomi yönetiminin İstanbul-Dubai uçak seferleri üzerinde yapılacak detaylı bir incelemede manipülasyona konu olan isimlerin tespitine daha hızlı ulaşabileceği yönünde görüşler de dile getiriliyor.

FATF incelemesi öncesi hassasiyet arttı

Türkiye’nin gri listeden çıkmasının ardından yürütülen çalışmaların sürdürülebilir olup olmadığı FATF’ın bu ziyarette odaklanacağı başlıklar arasında yer alıyor. Bu nedenle yargı mensupları ve ilgili kurumlar finansal suçlarla mücadelede görünürlüğü yüksek operasyonlar yürütüyor. Özellikle borsa ve kripto para piyasalarına yönelik adımlar, hem iç piyasadaki güveni pekiştirmeyi hem de uluslararası standartlara uyumu gösterebilmeyi amaçlıyor. FATF’ın önceki raporlarında yer alan tavsiyelerin önemli bölümünün yerine getirildiği ifade edilse de mevcut dönemde uygulamanın gücü ve denetimin etkinliği daha yakından mercek altına alınacak.

Kara para trafiği bölgesel bir sorun haline geliyor

Bir yandan Türkiye’de denetimlerin sıkılaşması, diğer yandan BAE ülkelerinde yatırım kolaylıklarının devam etmesi, iki ülke arasındaki para trafiğinin daha dikkatli izlenmesini gerektiriyor. Özellikle son dönemde gayrimenkul odaklı yatırımların artması, bazı manipülatörlerin varlıklarını koruma amacıyla bu yapıyı kullandığı değerlendirmelerini beraberinde getiriyor. Bu süreç, kara para aklama riskinin sadece Türkiye ile sınırlı olmadığını, bölgesel bir görünüm kazandığını ortaya koyuyor. FATF’ın bu kapsamda hem Türkiye hem de BAE üzerindeki değerlendirmelerini genişletebileceği düşünülüyor.