Dünya genelinde yenilenebilir enerji kapasitesini artırma ve enerji verimliliğini geliştirme yönünde önemli bir adım atıldı. 118 ülke, 2030 yılına kadar küresel yenilenebilir enerji kapasitesini üç katına çıkarma ve enerji verimliliğindeki ilerleme hızını iki katına çıkarma taahhüdünde bulundu. Bu gelişme, Birleşik Arap Emirlikleri'nin 2023 yılında başkanlığını yürüttüğü Birleşmiş Milletler İklim Değişikliği Çerçeve Sözleşmesi 28. Taraflar Konferansı (COP28) kapsamında duyurulan Küresel Karbonsuzlaşmayı Hızlandırma girişiminin bir parçası.

Taahhüdü imzalayan ülkeler arasında Birleşik Arap Emirlikleri, ABD, Brezilya, Japonya, İngiltere, Meksika, Polonya, Almanya, Avustralya, Kanada, Danimarka, Fransa, Kenya, Hollanda, Nijerya ve İspanya gibi önemli ülkeler yer alırken, Türkiye, Çin, Hindistan ve Güney Afrika'nın bu taahhüde henüz katılmadığı belirtildi.

Küresel yenilenebilir enerji kapasitesinin 2030'a kadar mevcut 3,4 teravat seviyesinden 11 teravata çıkarılması hedefleniyor. Bu hedefler, Uluslararası Enerji Ajansı tarafından COP28 öncesi açıklanan beş kritik adım arasında yer almakta. Ayrıca, girişim kapsamında, küresel petrol üretiminin yüzde 40'ından fazlasını temsil eden 50 şirket, Petrol ve Gaz Karbonsuzlaştırma Sözleşmesini (OGDC) imzaladı ve metan emisyonlarını azaltmak için bir milyar dolarlık finansman sağlama taahhüdünde bulunuldu.

COP28 Başkanı Sultan Ahmed Al Jaber, bu taahhütleri daha fazla ülkenin kabul etmesi için çağrıda bulunarak, OGDC'nin başlatılmasını "harika bir adım" olarak nitelendirdi. Al Jaber, sektörün küresel ısınmayı 1,5 dereceyle sınırlama hedefine ulaşmak için daha güçlü hedefler belirlemesi gerektiğini vurguladı.

Küresel Rüzgar Enerjisi Konseyi ve Ember gibi kuruluşların yetkilileri de, yenilenebilir enerji kapasitesindeki bu artışın iklim değişikliğiyle mücadelede kritik bir rol oynayacağını ve fosil yakıtların aşamalı olarak kaldırılması gerektiğini ifade ettiler. Özellikle Sabancı Üniversitesi İstanbul Politikalar Merkezi İklim Değişikliği Çalışmaları Koordinatörü Ümit Şahin, Türkiye'nin bu taahhütü imzalaması ve yenilenebilir enerjiye geçişte aktif bir rol alması gerektiğini vurguladı.

Buna karşılık, Zero Carbon Analytics'ten Murray Worthy, OGDC'deki taahhütlerin yetersiz olduğunu ve sektörün toplam emisyonlarında gerçek bir azalmaya yol açmayabileceğini belirtti. Bu eleştiri, girişimin somut sonuçlar üretip üretmeyeceği konusundaki tartışmalara ışık tutuyor.

Editör: Halit Alptekin