Sabah gazetesi yazarı Prof. Dr. Kerem Alkin, bugünkü köşe yazısında ABD Doları’nın son dönemdeki değer kaybının arka planında yalnızca ekonomik göstergelerin değil, siyasi stratejilerin de etkili olduğuna dikkat çekti. Alkin, özellikle Başkan Donald Trump’ın yürüttüğü ticaret savaşı politikalarının, doların zayıflamasında önemli bir rol oynadığını belirtti.

Alkin, “FED’in politika faizi %4,25-4,5 seviyesindeyken, ECB’nin faizi %2,65 olmasına rağmen, euro-dolar paritesinin 1,13-1,14 bandına yükselmesi makro gerekçelerle açıklanamaz” ifadesini kullandı. Paritenin Trump’ın başkanlık yemin töreninde 1,03-1,04 seviyelerinde olduğunu hatırlatan Alkin, bu değişimi sadece piyasa koşullarıyla değerlendirmenin yetersiz kalacağını vurguladı.

Dolar endeksi geriledi, küresel para birimleri güç kazandı

Alkin’in yazısında dikkat çektiği bir diğer unsur da Dolar Endeksi’ndeki belirgin düşüş oldu. Endeksin 109 puandan 99,9 seviyelerine kadar gerilediğini belirten Alkin, önde gelen para birimlerinin yıl başından bu yana dolara karşı ortalama %4,5 oranında değer kazandığını ifade etti. Japon Yeni’nde bu oran %8,77 olurken, Rus Rublesi'nin bile %30 değer kazandığına dikkat çekildi.

Bu gelişmelerin yalnızca piyasa kaynaklı olmadığını dile getiren Alkin, “Trump yönetimi uzun süredir güçlü doların ABD’nin küresel ticaretteki dengesizliklerinde temel bir rol oynadığını savunuyor” dedi. Trump’ın Ekonomi Danışmanları Konseyi Başkanı Stephen Miran’ın, “Güçlü dolar ABD imalat sektörünü dezavantajlı hale getiriyor” yorumuna da yazısında yer verdi.

Zayıf dolar, ticaret savaşı stratejisinin parçası

Alkin’e göre, ABD’nin 1,1 trilyon doları bulan dış ticaret açığını dengelemek için uygulamaya soktuğu ek gümrük vergileri, zayıflayan dolar ile birleştiğinde dış ticarette avantaj yaratmayı amaçlıyor. Ancak bu stratejinin uzun ömürlü olmayabileceği uyarısında bulunan Alkin, uzmanların bu sürece en fazla yaz aylarına kadar bir ömür biçtiğini belirtti.

ECB yetkilisi François Villeroy de Galhau’nun açıklamalarına yer veren Alkin, “Trump’ın öngörülemezliği ve korumacı politikaları, doların küresel güvenilirliğini de zayıflatıyor. Bu durum euronun uluslararası rolünü güçlendirebilir” ifadesini aktardı.

Yeni finansal düzen arayışında doların riski büyüyor

Yazısında, Çin ve BRICS ülkelerinin dolar bazlı ödeme sistemlerine alternatif oluşturma çabalarına da değinen Alkin, bu girişimlerin başarılı olması durumunda, dolardan küresel kaçışın hızlanabileceğini söyledi. Alkin, bu nedenle Trump yönetiminin doların zayıflamasına “belirli bir süre” göz yumduğunu; ancak bu politikanın da sınırlı bir zaman diliminde tolere edilebileceğini ifade etti.

ABD ihracat bağımlılığı düşük olduğu için avantajlı olabilir

Alkin, yatırımcı Steve Eisman’ın değerlendirmelerine de yer vererek, ABD’nin ihracata olan görece düşük bağımlılığı nedeniyle ticaret savaşlarından daha az zarar görebileceğini belirtti. “Trump, önde gelen ülkelerle müzakereleri hızlandırıp dış ticaret açığını düşürecek adımları atmak zorunda kalacak. Bu nedenle süreç geçici ve sınırlı kalabilir” görüşünü paylaştı.