Reuters tarafından incelenen ve Dışişleri Bakanlığı’na ait olduğu belirtilen bir iç yazışmaya göre, Trump yönetimi, 1 Ocak 2007’den sonra Gazze Şeridi’ni ziyaret eden tüm ABD vize başvuru sahiplerinin sosyal medya geçmişlerinin incelenmesini zorunlu hale getirdi. Söz konusu karar, ABD’ye seyahat edecek yabancılara yönelik güvenlik denetimlerinin sıkılaştırılması kapsamında atılan yeni bir adım olarak değerlendiriliyor.

STK çalışanları ve diplomatik görev geçmişi olanlar da dahil

İlgili yazıda, sosyal medya denetiminin yalnızca bireysel başvuru sahiplerini değil, aynı zamanda sivil toplum kuruluşlarında çalışan ya da resmi-diplomatik görevlerde bulunmuş kişileri de kapsayacağı belirtildi. Dışişleri Bakanlığı’nın diplomatik ve konsolosluk misyonlarına gönderdiği belgede, sosyal medya taramalarında “güvenlik endişesi yaratabilecek ifadelerin” tespit edilmesi durumunda, başvuru sahibine yönelik kurumlar arası bir güvenlik danışma sürecinin başlatılacağı ifade edildi.

Bu uygulama, kişinin ABD ulusal güvenliğine tehdit oluşturup oluşturmadığının daha kapsamlı biçimde değerlendirileceği bir soruşturma sürecine işaret ediyor.

300’den fazla vize iptali ve yeni güvenlik adımları

Yazışma, Trump yönetiminin daha önce uygulamaya koyduğu vize kısıtlamalarının devamı niteliğinde. Mart ayı sonunda, ABD Dışişleri Bakanı Marco Rubio’nun 300’den fazla vizeyi iptal ettiği belirtilmişti. Söz konusu iptallerin bir kısmı, 1952 tarihli göçmenlik yasası uyarınca ulusal çıkarlar doğrultusunda yapıldığı bildirildi.

Reuters’ın haberine göre, vize iptallerinden bazıları yasal daimi ikamet eden bireyleri de kapsadı. ABD Dışişleri Bakanlığı sözcüsü, iç yazışmalar hakkında yorum yapmazken, “ABD’ye seyahat edecek herkesin kapsamlı bir kurumlar arası güvenlik taramasından geçtiğini” vurguladı.

“Ulusal güvenlik önceliğimiz” açıklaması

Trump yönetimi adına yapılan açıklamada, “Vize sürecinde en yüksek güvenlik standartlarını uygulayarak, ülkemizi ve vatandaşlarımızı korumaya odaklanıyoruz” denildi. Açıklamaya göre güvenlik taraması, başvuru süreciyle birlikte başlıyor ve vizenin geçerliliği süresince de devam ediyor.

İfade özgürlüğü tartışmaları gündemde

Trump yönetimi yetkilileri, bazı öğrenci vizesi sahiplerinin Filistin’e destek açıklamaları ve İsrail'in Gazze’deki askeri faaliyetlerine yönelik eleştirilerinin, ABD dış politikası açısından tehdit olarak değerlendirildiğini belirtti. Bu durumun sınır dışı edilmeyle sonuçlanabileceği aktarıldı.

Ancak söz konusu uygulamalar, muhalif çevreler tarafından ifade özgürlüğüne yönelik bir tehdit olarak nitelendiriliyor. Bazı hukukçular, bu politikaların ABD Anayasası’nın Birinci Ek Maddesi kapsamında güvence altına alınan temel hakları ihlal edebileceğini savunuyor.