Dünyanın en büyük petrol ihracatçısı Suudi Arabistan, BRICS grubuna davet edilmesine rağmen resmî üyeliğini henüz gerçekleştirmedi. Kararın arkasında, ABD ile yürütülen hassas diplomatik ve ticari ilişkilerin etkili olduğu ifade ediliyor.

ABD ile diplomatik denge gözetiliyor

Suudi Arabistan’ın BRICS'e katılımı, 2023 yılında yapılan davetten bu yana tartışmalı bir konu. Riyad yönetimi, Çin ve Rusya gibi üyeleri barındıran BRICS’e katılarak ABD’yi karşısına almak istemiyor. İki kaynak, kararın ardında Washington ile yürütülen nükleer ve teknoloji anlaşmalarının etkili olduğunu belirtti.

Öte yandan Suudi Arabistan, 29 Nisan’da Rio de Janeiro’daki BRICS toplantısına dışişleri bakan yardımcısı düzeyinde katıldı. Ancak üyeler ortak bir bildiri üzerinde anlaşma sağlayamadı.

Çin ile büyüyen ticaret, ABD ile sürdürülen güvenlik ortaklığı

Çin ile Suudi Arabistan arasındaki ekonomik ilişkiler giderek güçleniyor. Şubat 2024’te Çin’e yapılan ihracat, geçen yılın aynı dönemine göre yüzde 20,6 artarak 15,2 milyar riyale ulaştı. Son beş yılda ticaret hacmi yıllık ortalama yüzde 50,3 oranında büyüdü.

Aynı zamanda, ABD ile yapılması planlanan 100 milyar doları aşan silah anlaşması, BRICS üyeliği kararını daha da hassas hale getiriyor. Başkan Donald Trump’ın önümüzdeki hafta Orta Doğu’ya yapacağı ziyaret öncesi, bu tür stratejik hamlelerden kaçınılıyor.

BRICS hâlâ alternatif değil

Uzmanlara göre BRICS, küresel düzende ABD’nin ekonomik üstünlüğüne meydan okumayı amaçlasa da henüz doların yerini alabilecek bir para birimi oluşturamadı. Güvenlik ve ekonomik entegrasyon konusunda da yeterli yapısal güce sahip olmadığı belirtiliyor.

LSE’den Steffen Hertog’a göre, BRICS ülkeleri, ABD’ye karşı eleştirilerde bulunmak için bir platform sunsa da pratikte sınırlı etkiye sahip. Suudi analist Aziz El-Gaşiyan ise, Riyad’ın jeopolitik ortamda etkili bir aktör olduğunu düşündüğünü ve bu pozisyondan memnuniyet duyduğunu ifade etti.