Petrol fiyatları, yatırımcıların Rusya’ya karşı daha fazla ABD yaptırımı beklentisiyle haftaya yükselişle başladı. Brent petrol Cuma gününden bu yana yüzde 2’nin üzerinde değer kazanırken, ABD ham petrolü de benzer bir artış gösterdi. Ancak Suudi Arabistan’ın üretim kotasının üzerine çıkması ve ticaret görüşmelerine dair belirsizlikler yükselişi sınırladı.

ABD Başkanı Donald Trump’ın Pazartesi günü Rusya hakkında “önemli bir açıklama” yapması beklenirken, geçtiğimiz hafta Kongre’de Rusya’ya yönelik yeni yaptırımlar için iki partili bir yasa tasarısı ivme kazandı. Avrupa Birliği’nin de Rus petrolüne daha düşük fiyat tavanı içeren 18. yaptırım paketi üzerinde uzlaşmak üzere olduğu bildirildi.

Brent ve WTI haftayı kazançla açtı

Brent ham petrol vadeli işlemleri, Pazartesi günü erken saatlerde 8 sent artarak varil başına 70,44 dolara yükseldi. Bu fiyat, Cuma gününden bu yana yüzde 2,51’lik bir kazancı yansıtıyor. ABD Batı Teksas (WTI) vadeli işlemleri ise önceki seansta yüzde 2,82 arttıktan sonra 5 sentlik ek yükselişle 68,50 dolara çıktı.

Geçtiğimiz hafta Brent petrol yaklaşık yüzde 3, WTI ise yüzde 2,2 artış göstermişti. Uluslararası Enerji Ajansı (IEA), yaz sezonunda artan seyahat ve elektrik üretimi nedeniyle küresel talebin desteklendiğini ve piyasanın göründüğünden daha sıkı olabileceğini açıkladı.

Suudi üretimi fiyat artışını frenledi

Fiyat artışlarını sınırlayan en önemli unsur ise Suudi Arabistan’ın üretim seviyeleri oldu. ANZ analistlerinin dikkat çektiği verilere göre, Suudi Arabistan haziranda OPEC+ hedefini aşarak günlük 9,8 milyon varil üretim yaptı. OPEC+’nın örtülü hedefi ise 9,37 milyon varildi. Suudi Enerji Bakanlığı ise, piyasaya arz edilen petrolün OPEC+ kotasıyla uyumlu olduğunu ve haziranda 9,352 milyon varil/gün olarak gerçekleştiğini açıkladı.

Yatırımcılar ticaret verilerine ve tarifelere odaklandı

Petrol yatırımcıları ayrıca Çin’in açıklayacağı emtia ticaret verileri ile ABD’nin gümrük vergisi görüşmelerini de yakından izliyor. ANZ, Çin’den gelecek zayıf talep sinyallerinin fiyatlar üzerinde baskı yaratabileceğini belirtti. ABD’nin önemli ticaret ortaklarıyla devam eden müzakereleri de küresel büyüme ve yakıt talebi açısından önemli bir risk unsuru olarak öne çıkıyor.