Avrupa Birliği’nin tedarik zincirinde insan hakları ve çevre duyarlılığına ilişkin yeni düzenlemesi, enerji tedarikinde krizi tetikleyebilir. Reuters’ın ulaştığı mektuba göre Katar, Avrupa’ya sıvılaştırılmış doğal gaz (LNG) tedarikini durdurma tehdidinde bulundu. Nedeni ise, AB’nin Kurumsal Sürdürülebilirlik Gerekli Özeni Gösterme Direktifi (CSDDD).
Katar: Alternatif pazarları değerlendirebiliriz
Katar Enerji Bakanı Saad el-Kaabi’nin Belçika hükümetine 21 Mayıs’ta gönderdiği mektupta, CSDDD'nin uygulanma biçiminin, Katar için kabul edilemez olduğu ifade edildi. Kaabi, “CSDDD'de daha fazla değişiklik yapılmazsa, QatarEnergy olarak LNG ve diğer ürünlerimizi daha istikrarlı pazarlar için yönlendirmek zorunda kalabiliriz” ifadelerini kullandı.
Dünyanın en büyük üçüncü LNG ihracatçısı olan Katar, Avrupa'nın enerji güvenliği için kritik bir tedarikçi konumunda bulunuyor. 2022’den bu yana Avrupa’nın LNG ihtiyacının %12-14’ünü karşılıyor.
CSDDD nedir, neden kriz çıkardı?
CSDDD, Avrupa’daki büyük şirketlerin tedarik zincirlerindeki insan hakları ihlallerini ve çevresel zararları tespit edip düzeltmesini zorunlu kılıyor. Ayrıca, şirketlerin iklim değişikliğiyle mücadele kapsamında net sıfır emisyon hedefi içeren geçiş planlarına sahip olmalarını şart koşuyor.
Ancak Katar, bu zorunluluğun ülkelerin kendi karbon politikalarını belirleme hakkını ihlal ettiğini savunuyor. Kaabi, “Ne Katar Devleti’nin ne de QatarEnergy’nin kısa vadede net sıfır hedefi bulunuyor” diyerek yasa tasarısına karşı net bir pozisyon aldı.
Brüksel değişiklik önermişti ama yeterli görülmedi
Avrupa Komisyonu, şirketlerin yükünü hafifletmek için CSDDD’de bazı değişiklikler önermişti. Yasaya uyum süresinin 2028’e ertelenmesi ve kontrollerin kapsamının daraltılması gibi düzenlemeler yapılmıştı. Ancak Katar bu adımları yetersiz buldu ve CSDDD’nin “iklim geçiş planı” zorunluluğunun tamamen kaldırılmasını talep etti.
Krizin etkileri büyüyebilir
Avrupa Birliği, enerji çeşitliliği stratejisinde Katar’ı önemli bir kaynak olarak görürken, bu çıkış Brüksel’in sürdürülebilirlik politikaları ile enerji güvenliği arasındaki dengeyi yeniden sorgulamasına yol açabilir.
Enerji piyasalarında arz riski endişesi artarken, Katar’ın mektubu Avrupa’nın yeşil dönüşüm sürecinde karşılaşabileceği diplomatik gerilimlerin habercisi olabilir.