İsrail ve İran'ın yeni karşılıklı saldırılar düzenlemesi, Pazartesi sabahı Asya piyasalarında petrol fiyatlarının sert şekilde yükselmesine neden oldu. Brent ve WTI ham petrol fiyatları, artan jeopolitik risklerin enerji arzını kesintiye uğratabileceği endişeleriyle yüzde 2'nin üzerinde değer kazandı.
Brent ham petrol vadeli işlemleri 1,70 dolar artışla varil başına 75,93 dolara, ABD Batı Teksas türü petrol ise 1,62 dolarlık yükselişle 74,60 dolara ulaştı. Seansın erken saatlerinde her iki endeks de 4 doları aşan artışlar kaydetti.
Hürmüz Boğazı'nda risk arttı
Bölgede yaşanan son gelişmeler, dünya petrol ticareti açısından kritik öneme sahip Hürmüz Boğazı'nda olası aksaklıklara ilişkin endişeleri artırdı. Küresel petrol tüketiminin yaklaşık yüzde 20’si, yani günde 18-19 milyon varil ham petrol ve türev ürün bu boğazdan taşınıyor. Herhangi bir aksama, fiyatlar üzerinde baskıyı artırabilir.
Jeopolitik tansiyon fiyatları tetikledi
İsrail ve İran arasında tırmanan çatışmalar hem sivil kayıplara yol açtı hem de bölgede daha geniş çaplı bir savaşa dönüşebileceği yönündeki korkuları körükledi. Taraflar sivilleri daha fazla saldırıya karşı hazırlıklı olmaları konusunda uyardı.
İran’ın ateşkes görüşmelerine sıcak bakmadığı bildirilirken, arabulucu ülkeler Katar ve Umman aracılığıyla iletişim kanallarını açık tutmaya çalışıyor. Reuters’a konuşan bir kaynak, İran’ın hâlihazırda saldırı altında olduğu gerekçesiyle diyaloga mesafeli olduğunu belirtti.
Küresel liderlerden çağrı var
ABD Başkanı Donald Trump, İsrail ile İran arasında bir ateşkesin mümkün olduğunu söylese de, bazı durumlarda “sonuna kadar savaşmak gerekebileceğini” ifade etti. Almanya Başbakanı Friedrich Merz ise, Kanada’da yapılacak G7 zirvesinin çatışmanın çözümüne katkı sunmasını umut ettiğini açıkladı.
OPEC’in üretim kapasitesi dikkatle izleniyor
Petrol İhraç Eden Ülkeler Örgütü (OPEC) üyesi İran, günlük yaklaşık 3,3 milyon varil üretim yapıyor ve bunun 2 milyon varilini ihraç ediyor. OPEC kaynakları, örgütün ve özellikle Rusya’nın, olası bir arz kesintisine karşı yedek üretim kapasitesine sahip olduğunu belirtiyor. Ancak piyasalarda yaşanan bu artış, arzın sürekliliğine dair hassasiyeti bir kez daha gündeme taşıdı.