Japonya Merkez Bankası (BOJ), bu hafta gerçekleştirdiği toplantının ardından faiz oranlarını sabit tuttu ancak artan fiyat baskılarına karşı dikkatli olunması gerektiğini vurguladı. Banka, enflasyondaki yukarı yönlü risklerin sürdüğünü belirterek, ilerleyen dönemde faiz artışı için kapıyı açık bıraktı.
Gıda ve enerji fiyatları risk yaratıyor
BOJ Başkanı Kazuo Ueda, yaptığı açıklamada, İran-İsrail geriliminin tetiklediği petrol fiyatlarındaki yükselişin, gıda fiyatlarındaki artışla birleşerek sürdürülebilir enflasyon yaratabileceğine dikkat çekti. Bu durum, Japon halkının enflasyon beklentilerini kalıcı şekilde yukarı çekebilir.
Özellikle pirinç gibi temel gıda maddelerindeki fiyat artışı kamuoyunun dikkatini çekerken, BOJ kaynakları, hanehalkının enflasyona alışmaya başladığına dair işaretlerin arttığını belirtiyor.
Piyasa 31 Temmuz'daki toplantıya odaklandı
Mizuho Securities, yükselen yakıt maliyetlerinin sonbaharda çekirdek enflasyonu %0,2 oranında yukarı çekebileceğini öngörüyor. Bu da BOJ'un Temmuz ayındaki bir sonraki görünüm raporunda enflasyon tahminlerini yukarı yönlü revize etmesine neden olabilir.
JP Morgan ekonomistlerine göre, BOJ'un Ekim ayında faiz artışı yapması olası. Ancak bu adımın atılması, ABD ile ticaret müzakerelerinde yaşanacak gelişmelere de bağlı olacak.
Faiz artışı 2025'e sarkabilir ama baskı artıyor
BOJ, 1 Mayıs tarihli son projeksiyonlarında, Mart 2026'ya kadar olan dönemde enflasyonun %2,2 seviyesinde seyredeceğini öngörmüştü. Ancak bu tahmin, petrol fiyatlarının yatay seyredeceği varsayımına dayanıyor. Gerçekleşecek olası fiyat şokları, bu öngörünün geçerliliğini yitirmesine neden olabilir.
ING analistleri, ABD ile tarifeler konusunda yaşanacak olası gecikmelerin BOJ’un faiz artırımı planlarını 2026 başına öteleyebileceğini, ancak enflasyonun %2 üzerinde kalması durumunda bu takvimin erkene çekilebileceğini değerlendiriyor.
İletişim stratejisi esneklik içeriyor
Ueda ve kurmayları, piyasanın beklentilerini yönetmek adına belirsiz ama esnek bir iletişim stratejisi izliyor. Bu durum, yatırımcılar açısından Temmuz ve Ekim aylarını kritik hale getirirken, BOJ’un potansiyel faiz artışı hamlesi için hem ekonomik verileri hem de küresel riskleri dikkatle izlediği bir tabloyu ortaya koyuyor.
