GÜNDEM

Vergi davalarında bilirkişi raporları tartışma konusu oldu

Vergi kaçakçılığı davalarında bilirkişi raporlarının sınırları tartışılıyor. Uzmanlar, hukuki değerlendirmeyi hâkimlerin yapması gerektiğini vurguluyor.

Abone Ol

Vergi kaçakçılığı suçlamasıyla açılan ceza davalarında bilirkişi raporlarının etkisi yeniden gündemde. Mahkemeler, vergi konusunun teknik bir alan olması nedeniyle çoğu davada dosyayı bilirkişiye göndermeyi tercih ediyor. Ancak, bu raporların yeterliliği ve içeriğiyle ilgili ciddi tartışmalar yaşanıyor.

Yargı kaynaklarına göre, bazı bilirkişi raporlarının gerekçesiz, bilimsel temelden yoksun ve sadece idari raporların özetinden ibaret olması, sanıkların aleyhine ciddi sonuçlar doğurabiliyor.

Teknik bilgi dışında değerlendirme yapılamaz

Ceza yargılamasında bilirkişilerin yalnızca teknik bilgi gerektiren konularda görüş bildirme yetkisi bulunuyor. Ancak bazı raporlarda sanık hakkında doğrudan “suç işlemiştir” ifadesiyle hukuki değerlendirme yapılması, yargının yetkilerinin dışına çıkılması anlamına geliyor.

Uzmanlar, özellikle sahte ya da muhteviyatı itibariyle yanıltıcı fatura davalarında bilirkişilerin raporlarında yorum yapmaktan kaçınmaları gerektiğini belirtiyor.

Sanık hakları açısından kritik

Adil yargılama hakkı açısından bilirkişi raporlarının kapsamı büyük önem taşıyor. Raporda yer alan her değerlendirmenin gerekçeli, belgelere dayalı ve bilimsel olması gerekiyor. Aksi takdirde raporlar, yargıcın kanaatini doğrudan etkileyerek özgürlük hakkının ihlaline yol açabiliyor.

Yargı kaynakları, bilirkişinin görevini kötüye kullanması hâlinde disiplin cezası, sicilden çıkarılma veya hapis cezası gibi yaptırımların gündeme gelebileceğini hatırlatıyor.

Uzman mahkeme önerisi

Vergi davalarının çoğu asliye ceza mahkemelerinde görülüyor. Ancak bu mahkemelerde görev yapan yargıçların vergi hukuku ve muhasebe konularında uzmanlaşmaması, bilirkişilere olan bağımlılığı artırıyor.

Bu nedenle, hâlen bazı illerde uygulamada olan “vergi suçları ihtisas mahkemeleri”nin ülke genelinde yaygınlaştırılması gündemde. Ayrıca bu mahkemelerde görev alacak hâkim ve savcılara özel eğitim verilmesi öneriliyor.

Yargı çevreleri, “Kararı yargıç verir, bilirkişi yalnızca görüş sunar” ilkesinin unutulmaması gerektiğine dikkat çekiyor.