Türkiye, kendi özgü karakteristik riskleri ve zorlukları ile iş yapmanın kolay olmadığı, ancak aynı zamanda dinamik ve gelecek vaat eden bir ülke olarak dikkat çekiyor. Dünya Gazetesi Yazarı Dr. Bertan Kaya'nın analizlerine göre, Türk şirketleri genellikle yüksek kaldıraç oranlarına sahip; bu da onların aşırı borçlanmış durumda olduğunu gösteriyor. Yetersiz özsermaye, şirketlerin hem işletme sermayesi hem de yatırımlarını büyük ölçüde borçla finanse etmelerine yol açıyor. Bu durum, Türkiye'nin iş dünyasını karmaşık ama potansiyeli yüksek bir alana dönüştürüyor.

Halka Arz Stratejisi ve Artan Popülaritesi

Son yıllarda, özellikle son üç yılda, 150'ye yakın şirketin halka arzı gerçekleşti. Bu eğilim, şirketlerin finansman bulma çabalarında alternatif çözüm yollarına yönelmelerinin bir göstergesi. Ancak halka arz süreci, herhangi bir şirket için kolay bir adım değil. Bu süreç, SPK ve Borsa İstanbul kurallarına uygunluk gerektiriyor ve şirketlerin bu kurallara uyum sağlayabilmeleri için derinlemesine bir hazırlık ve stratejik planlama gerektiriyor.

Halka Arzın Zorlukları ve Önemli Kriterler

Halka arz süreci, asgari sermaye tutarı, aktif toplamı, net satış hasılatı gibi belirli kriterleri karşılamayı gerektiriyor. Ayrıca, şirketlerin son iki yıl kar elde etmiş olmaları ve bağımsız denetimden geçmeleri şart. Bu süreç, şirketler için sadece mali bir adım değil, aynı zamanda etkin bir yönetişim, kurumsal yapı ve stratejik yönetim yaklaşımını benimsemeyi de gerektiriyor.

Yönetim ve Kurumsallaşma İhtiyacı

Dr. Kaya, halka arz sürecinde olan veya olmayan tüm şirketlere, sanki bir gün halka arz olacakmış gibi hazırlanmalarını öneriyor. Bu yaklaşım, sadece mali kriterleri karşılamakla kalmayıp, yönetim ve sistemsel konularda da önemli adımlar atılmasını gerektiriyor. Halka arz olmasa bile, bu düzeyde yönetilen şirketlerin daha sürdürülebilir büyüme ve kârlılık sağlayabileceklerini belirtiyor.

Halka Arz Yolunda Stratejik Yönetim

Halka arz süreci, şirketler için sadece bir finansal hedef değil, aynı zamanda stratejik bir dönüşümü de ifade ediyor. Bu süreç, şirketlerin iç kontrol, iç denetim, değer zinciri, müşteri odaklılık, veri yönetimi ve raporlama gibi alanlarda önemli gelişmeler yapmalarını gerektiriyor. Dr. Kaya'nın vurguladığı gibi, bu süreç şirketlerin sadece mali yapısını değil, aynı zamanda yönetim yapısını ve kurumsal kültürünü de dönüştürüyor.

Editör: Halit Alptekin