Hazine ve Maliye Bakanı Mehmet Şimşek, Habertürk TV ve Bloomberg HT ortak yayınında soruları yanıtlayarak önemli açıklamalarda bulundu.

Bakan Şimşek'in değerlendirmeleri şu şekilde öne çıktı:

  • Belirli kural ve uluslararası normlara dayalı bir program çerçevesi oluşturduk. Program Eylül ayında duyuruldu ancak uygulamaya başlaması daha erken gerçekleşti.

  • Programın ana hedefi enflasyonu tek haneli rakamlara indirmektir. Şu anda fiyat istikrarı açısından hedeflerimize henüz ulaşamamış olsak da, bu hedefe doğru ilerliyoruz.

  • İkinci hedefimiz borç oranını yüzde 40'ın altında tutmaktır ve bu hedefi kalıcı olarak gerçekleştirmeyi amaçlıyoruz.

  • Üçüncü hedefimiz ise sürdürülebilir bir cari açık oluşturmaktır.

  • Bu hedeflere ulaşmamızı zorlaştıran faktörlerden biri de korumacı kur politikasıdır. Bu politikadan kademeli olarak çıkış yapmayı planlıyoruz, ancak piyasaları etkilemeden.

  • Programın etkinliği konusunda bazı alanlarda öngörülerimizin ötesinde olumlu sonuçlar elde ettik.

  • Önemli olan, piyasa katılımcılarının programa güven duymasıdır. Bu güven, Türkiye'nin dış kaynaklara daha uygun şartlarla erişmesine olanak sağlamıştır.

  • Ağustos ayından itibaren Türkiye, uluslararası finansmana daha düşük maliyetlerle erişebilme imkanı buldu.

  • Geçen yılın ilk 5 ayında Türkiye'den portföy çıkışı yaşandı, ancak Haziran-Aralık döneminde 11.3 milyar dolar net giriş oldu.

  • Türkiye geçen yıl yüksek faizle yurt dışından 10 milyar dolar borçlandı, ancak faizlerdeki düşüşle birlikte bu durum değişti.

  • Rezerv artışı ve Döviz Depo Mevduatı'ndaki azalış göz önüne alındığında, 60 milyar dolarlık bir rezerv artışı yaşandı.

  • Bankaların roll-over oranı yüzde 138'e çıktı, reel sektörde ise bu oran yüzde 123 oldu.

  • Geçen yıl bir banka uzun vadeli sermaye benzeri kaynak buldu. Bu, programa olan güvenin bir göstergesidir.

  • Enflasyon trendi program hedefleriyle uyumlu bir şekilde seyrediyor. Bazı dönemlerde yüksek çıkabilecek olan enflasyon, zamanla düşüşe geçecektir.

  • Para politikası Merkez Bankası'nın sorumluluğundadır ve maliye politikası tarafında enflasyonu artıracak adımlar atmamayı taahhüt ediyoruz.

  • Ek vergi konusunda, vatandaşlara ve piyasalara sürpriz yapmayacağız. OVP'deki hedefler doğrultusunda hareket edeceğiz ve vergi oranlarını gözden geçireceğiz.

  • Piyasalarda güvensizliği artırmak için çeşitli iddialar ortaya atılıyor, ancak bunların büyük ölçüde asılsız olduğunu düşünüyoruz. Özel bir çalışma dışında, kayıt dışılıkla ilgili bazı istisnaların gözden geçirilmesi dışında bir planımız yok.

  • Harcamalarda rasyonelleştirmeye başladık ve vatandaşların da tasarruf yapmasını teşvik ediyoruz. Bu konuda hassasiyet gösteriyoruz ve Cumhurbaşkanı'nın yayımladığı tasarruf genelgesiyle uyum sağlıyoruz.

  • Maliye politikasıyla dezenflasyona destek olacağız ve gelecek yıldan itibaren bütçe açığını milli gelire oranla yüzde 3'ün altında tutmayı hedefliyoruz.

  • Sanayi politikalarında aktif bir rol oynamayı planlıyoruz ve kaynaklarımızı sanayi, dijital ve yeşil dönüşüme yönlendireceğiz.

  • Kur politikamızın belirlenmesi gibi bir hedefimiz yoktur ve Merkez Bankası'nın bu konudaki bağımsızlığını destekliyoruz.

  • Seçim sonrasında TL'nin değer kaybetmesiyle ilgili beklentilerin anlamlı olmadığını düşünüyoruz, çünkü cari açık azalıyor ve döviz ihtiyacımız da azalıyor. Seçim sonrasında Türkiye'ye ciddi bir kaynak girişi bekliyoruz ve uluslararası kuruluşlardan ciddi miktarda finansman sağlanması öngörülüyor.

Editör: Halit Alptekin