İstanbul Büyükşehir Belediye Başkanı Ekrem İmamoğlu hakkında başlatılan soruşturma, finansal piyasalarda ciddi bir dalgalanmaya neden oldu. Dünya gazetesi yazarı Ufuk Korcan’ın bugünkü köşe yazısında aktardığına göre, soruşturma sonrası hisse senetlerinde sert düşüşler yaşandı ve döviz talebinin artmasıyla birlikte Merkez Bankası rezervlerinin önemli bir bölümü kullanıldı.
Korcan’a göre Merkez Bankası, sadece döviz satışıyla yetinmedi; önce takvim dışı bir toplantı ile gecelik faizleri artırdı, ardından Para Politikası Kurulu’nun (PPK) rutin toplantısında politika faizini 350 baz puan yükseltti. Bu hamleyle politika faizi yüzde 46’ya çıkarıldı ve Türk Lirası cinsinden mevduat faizlerinde de kayda değer bir yükseliş gözlemlendi. Bir sonraki PPK toplantısı ise 19 Haziran’da yapılacak.
Beklentiler enflasyon ve faiz yönünde değişti
Korcan, 2025 yılına girerken piyasalarda enflasyonun düşeceği ve faiz indirimlerinin başlayacağı yönünde genel bir beklenti olduğunu ancak son gelişmelerle bu öngörülerin değiştiğini belirtiyor. Özellikle mart ayında yaşanan olaylar ve Merkez Bankası’nın faiz artırımları, bu beklentileri tersine çevirdi.
Merkez Bankası'nın Nisan ayı Beklenti Anketi'ne göre, bir önceki dönemde yüzde 28.04 olan yıl sonu enflasyon tahmini yüzde 29.98'e yükseldi. Ancak bu anket 17 Nisan’daki PPK toplantısından önce yapıldığı için, güncel faiz kararlarının etkisi henüz yansımış değil. Bu nedenle bir sonraki ankette enflasyon ve faiz beklentilerinde daha belirgin bir revizyon bekleniyor.
TL mevduatta yüksek getiri potansiyeli hesaplandı
Yazıda ayrıca, TL mevduata yatırım yapan bireysel yatırımcılar için olası faiz senaryolarına göre getiriler de hesaplandı. 17 Nisan’da 100 bin TL’sini yüzde 49 faizle mevduata yatıran bir yatırımcının 19 Haziran’a kadar elde edeceği faiz getirisi 7 bin 189 TL olarak öngörülüyor. Faizlerin her PPK toplantısında 250 baz puan düşeceği varsayımıyla aynı strateji uygulandığında, yatırımcının yıl boyunca elde edeceği toplam net gelir 36 bin 623 TL’ye ulaşabiliyor.
Bu hesaplamalar, mevcut faiz politikası ve piyasa koşullarının bireysel yatırımcılar üzerindeki etkisini somutlaştırırken, aynı zamanda Merkez Bankası’nın ileriye dönük kararlarının önemini de vurguluyor.